ÇobanOtobüsün camından ovayı süzüyorum Yavaş yavaş ovayı sis bulutu sarmakta Güneş bir nazlı gelin gibi edasıyla Süzüle süzüle ağır ağır tepelerden doğmakta Bağlamış ellerini arkaya iki nurlu ihtiyar Sabah namazı dönüşü yolda laflamakta En son ev de hızla gözden kaybolurken Bir çobana ilişti gözüm gamlı türkü çalmakta Çobanım, sanma dertler köyde, sıkıntı köyde Şehirdekiler başka sıkıntılar içinde kıvranmakta İmrenme oraların ışık dolu hayatlarına Şehir bir başka ezer adamı çobanım, köy başka Kimisi sılaya hasret kalmış, türkü duysa boşanır Kimisi sevdiğinden ayrı özlemlerde yanmakta Kimisi geldi geleli ayak uyduramaz buraya Kimisi köyüne dönüş hayaliyle oyalanmakta Kimisi ev demezsin harabelerde oturur Kimisi onu bile bulamaz sokaklarda donmakta Kimisi bilememiş şehirde hesabını kitabını Ay başları nasıl ödeyeceğim diye kıvranmakta Kimisi geldiği yeri beğenmez yılan misali Kimisi halini eşine dostuna anlatamaz utanmakta İşte çobanım böyledir şehirlinin durumu Herkeste bir kaygı merak eder sonunu Bırak gamlı türkünü neşeli bir şeyler çal Mutlu kalmak istiyorsan sen köyünde kal |