ÖZGÜR CAN
Küçücük bir çocuktu
Hareketli, Afacan mı afacan Adı: özgür can… Heyecanla koşup İş dönüşleri elimdeki torbaları kapar içine bakıp alelacele çikolatasını arardı bulamazsa yırtıp torbaları ortalığı yıkardı ne çok çikolata severdi özgür can… kaçırmamak için geleni geçeni herkesten sonra uyurdu geceleri herkesten evvel kalkıp sabahları kahvaltı niyetine bol su içer, ekmeğin çıtırını yerdi; iğne ipliğe dönerdi, bizi deli ederdi özgür can… doğdu, kırk gün ağladı kırk gün hiç susmadı gecelerce uyutmadı doktor doktor gezindik bir şey çıkmadı atlattı ödümüzü patlatttı bir acayip çocuktu minik kuşumuzdu ama, anamızı ağlattı özgür can, göğsüme tüneyip her akşam bahçe niyetine gezinirdi yolup kıllarımı ot niyetine zıplar oynar tepinirdi kırıp bir günde oyuncaklarını balkondan aşağı atardı gözümün içine bakıp pişkin keyifle sallardı bacaklarını kabına sığmadı taştı ünüyle sınırları aştı özgür can bisikleti yarım pedal sürerdi ayakları yetişmez direnirdi kimseye vermeyip sırayı parkta salıncaktan en son inerdi nerede güzel bir popolu görse masumane yaklaşıp cici çocuğum ayağına boyundan da istifade edip dayanamaz tünerdi geçirip dişlerini kaba etine bağırtıp milleti sonra kıs kıs gülerdi ahh özgür can off özgür can... |