UYANIK SAFLARŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Bir söz vardır; deli kuyuya bir taş atar, kırk akıllı çıkaramaz.
Günümüz de aynen öyle. Arsız kendi niyetiyle bir gaf yapar, peşine değirmen taşını bağlar. Çektikçe taş döner, garganak öter.
Kimisi alışıktır gizli kirli sefaya,
Umduğu olmayınca akıl düşer zaylara, Sırdaşıyla verdi mi kinle kafa kafaya, Dakikalar ay olur, dağlar düşer aylara. Yarı şeytan derler de bazıları tam şeytan, Arzusuna uyma da gör kime kalır meydan, Öyle bir suç yükler ki hem de en ağır boydan, Sığamazsın o suçla vadilere koylara. Ancak düşünmezler ki sarıldığında geri, Bu filim seyredilir ta ezelinden beri, Ayan olduğu zaman o kötü karakteri, Neler yakıştırılmaz o gizemli boylara? İnsan olanı kısan mizacındaki ardır, Bazıları da belki sanır korkusu vardır, Demezler ki konuşsa dünya kimlere dardır? Çünkü dümdüz geliyor düşünmeyen toylara. Kimse bilmez ya kimi nerde nasıl oturdu? Sonra kimin peşine düşüp niçin kudurdu? Nereye gidip neden utanmadan dem vurdu? Bilinse tükürmez mi duyan öyle soylara? Ateşi yaktığında bil ki çıkar dumanı, Sarar o gizlendiğin damı sapı samanı, Gerçeği gören duymaz imdat ile âmânı, Dalar etrafındaki tehlikeli faylara. Aklı olan düşünür biraz arınır gaftan, Ar eder de utanır çevre ile etraftan, Desen de hiç bekleme bunu uyanık saftan, Rezillik yetmez böyle söz dinlemez taylara. |