AYASOFYA KEBİR CAMİİ
Güzelim Ayasofya’nın
Seksen altı yıldır, Hüngür hüngür, Ağladığını gördüm. Gözyaşının sel olup, Haliç’i doldurduğunu gördüm. Gözlerinden akan yaş, Her gün umutla akıyordu, Marmara ile buluşuyordu. Ayasofya’nın hüznüne, Güneş ağladı, ay ağladı, İslâm âlemi ağladı, Yıldızlar yas tuttu, Geceler karanlığına küstü, Bulutlar gözyaşı döktü, Yıldırımlar süzüldü yüreklere… Ayasofya ağladı, Gözyaşını yüreğine akıttı. Sultan Ahmet, Selimiye, Süleymaniye eşlik etti. Ezanlar hasret kaldı, Gök kubbesine… Minareler her gün dua etti, Arşa yükselirken. Kur’an, hasret kaldı, İman yüklü yüreklere… Çünkü Ayasofya zincirliydi, Kubbeleri zincirliydi, Mihrabı zincirliydi, Minberi zincirliydi, Minareleri zincirliydi. Şadırvanı zincirliydi… Zincirler kırılsın, Ayasofya açılsın, Camii olsun, İbadete açılsın, Demek suçtu… Bu yüzden, İdamınız bile istenebilirdi. Halk hasret kalmıştı, Bu gök kubbede, Namaz kılmaya, Secdeye kapanmaya, Duâlar yapmaya, Tekbirlerini, Göklere ulaştırmaya… Öyle bir gün geldi, Güneş doğudan doğdu, Yıldızlar gülümsedi, Hilal, dünyayı kapladı. Ayasofya’nın zincirleri kırıldı… Gözyaşları dinmişti, Kur’an sesleri yükseldi, Gök kubbeye, Fatihin ruhu huzura erdi… Çağ kapandı, çağ açıldı, İslam’ın nuru dünyaya saçıldı. Artık tekbirler göğe yükselecek, Bu ezanlar ki Şehadetleri dinin temeli olacak, Yurdumun üzerinde ebedi yükselecek. Ayasofya Kebir Camii, Mutlu hem de çok mutlu, Tevhide inan her kes mutlu. Ben Müslümanın diyen mutlu… 16.07.2020 Yozgat |