Aha Çocukluğum“Kış mı gelmiş? Bak sen! Erkenmiş geçmiş, gelmemiş gelecekmiş derken, kargalar söylemiş de en uzun gecede gelivermiş…” dingin ve aysız bir gece beyaz kelebekler uçuşurken ışık süzmesinde kanatsız kelebekler uçamayıp düşerken kiremitlere, duvar diplerine, çimensizliklere güneşe doğru mu yaşasam, dal budak uzayarak derinlere mi dalsam, kök damar salarak ya da köse kalsam suspus oturarak gördün mü felsefeyi, psikolojiyi, falanı, filanı ve bu yaşta yaşarken kahrolası yaşamı ben, camın berisinde tutsak onlar gene özgür, alabildiğine ah çocukluğum düştün ki içime nasıl gitmesem şimdi geçmişe hani, erik ağacından kızağım olsa gene hani kış olsa kar yağmışsa derin dize kadar, bele kadar çok derin ve soğuksa hava çok soğuk hani çatlamış ellerimde tek parmaklı eldiven hani lastik pabuçlarım delik, çoraplarım ıslanmışsa ceketim yırtık pırtık fitilli pantolonum yamalı paltom yoksa hani ve herkes yoksulsa hani o günlerde ve köyümde ay olsun yeter hani ak dünyanın ak düzünde ve ay şavklı beyaz bir gecede bir kızağım olsa kırmızı erik ağacından ve çok kayan oturağı da kara koyun postundan kar yağmış olsa ve soğuksa ve küçük dere buz tutmuşsa hani salsam kendimi kaysam hani kayarken uçtuğumu sansam Kocadaldan Koruköy’e Pekmezhane’den kısıklı göle Yanıktepe’den, bükme üstünden, yükseklerden çok yükseklerden alçak kesimlere çukur yerlere ta diplere ve düşe kalka ve bata çıka ama ulaşsam öylece, varabilsem özgürlüğe çoraplarım ıslak, ellerim üşümüş, kan çanağı gözlerim başımda takkem ama buz tutmuş kirpiklerim yüzüm soğuk yanığı burnum kızarmış, kulaklarım buz dudaklarım çatlak öksürerek ara sıra kanayan yaraları yalayarak ve bağıra çığıra ve mutlu yüzlerle ve türkülerle hani aç açına ama çocukça oyunlara doymayarak… “Kış mı gelmiş? Kargalar gel demiş, o da dinlemiş. Çatkapı deyivermiş…” dingin ve aysız bir gecede beyaz kelebekler uçuşurken ışıklar içinde ve kanatsız, uçamayıp düşerlerken dam üstlerine, duvar diplerine, çimensizliklere ve ben camın berisinde tutsak onlar gene özgür, alabildiğine ah çocukluğum bir kızağım olsa kırmızı erik ağacından ve çok kayan ama kahrolası bu yerde değil, köyümde gene kışsa mevsim kar yağmışsa küçük dere buz tutmuşsa gene ve hava soğuksa tek parmak eldivenim çatlamış ellerimde burnum kızarmış ya başımda anamın ördüğü takke öksüre öksüre ruhum özgür ya zayıfçık bedenim çılgın gülüşlerde ve ak dünyanın bembeyaz düzünde kaysam Kocadal yükseğinden ta beriye uçsam kanatsız kelebekler gibi, Pekmezhane’den kısıklı göle Yanıktepe’den Şeytandere’ye Batakçeşme’ye özgürlüğe… “Ah çocukluğum, gene düştün ya içime, bu en uzun gecede; alacağın olsun…” Tevfik Tekmen. 21/Aralık/2009 Lüleburgaz |
çok harika bir şiirdi dost
kutlar esenlikler dilerim...