ARAFTAYIZEle çisil çisil yağarken aşkın yağmurları; biz, nadasa durmuş bir sevda toprağına ektik aşkın tohumunu yar... nasıl göversin ki cemresiz? Bu nasıl bir son sevgili, bu nasıl bir hicran? beraber geçecekken sırat köprüsünü, şimdi sen o arafta, ben de bu tarafta.... ne sen dönebiliyorsun, ne de ben gelebiliyorum. ikimiz de, "araftayız" Sen; *İsyan ağaçlarına kurulmuş darağacına, gece hükümlü şiirler asıyorken karanlığına;* ben, İsa’nın çarmıhında keyif mi çatıyorum? Sende; *dar vakitlerin insafına sığınmışsa suskunluk, zaman kısa, hedef uzunsa sana, kardelen rüyaları bastıysa kan revan ve ölüm kokuyorsa yalnızlıktan her an* Bende, canı tenden sıyırma, ruhun bedene veda arefesindeyim bilesin... ölmeden geçilmiyor ki sevdanın sırat köprüsünden yar!!! Söylesene sevgili, kim arafta? sen orada, yorgun, uykusuz labirent safta ben de burda kafesli rafta.... Ve, velhasıl, malesef, duyuramadım vaveyla sevda çığlıklarımı arş-ı semaya sevgili!!! ikimiz de; araftayız işte!!! Şimdi, şimdi ben, kendi ninnisini kendi söyleyen, yarı canlı, kefen kundaklı bir bebek!!! hicran beşiğine beledim cemresiz aşkı, umut salıncaklarında... emziksiz sallarım kara sevdamı!!! arasıra da; sahte tebessümler atarım feleğe, yazgıya inat!!! suskunsun, suskunum, anlatmam aşkımı aşksız insana, aşk derdi çekmeyen, meşk kıymetini ne bilsin... zaten, "kıyısız sevginin" tarifi yok ki sevgili!!! Aklım almıyor can!!! bu aşk masalını kim yarattı? neye, niçin kime"ram" olduk koşulsusca.... bu araf niye? ve, ve neden müdahalesiz tanrı, yarattığı aşkın vuslatına? İnan ki, müdavim bir zonklama var her an şakaklarımda, sol yanım yaralı, diğer yan sara’lı, kah kendimi, kah seni arıyorum, arafın çıkmaz sokaklarında... Her yer zifiri, silüetin flu, vuslatın yolları çatal çatal, labirent mi labirent!!! sahi, sahi biz hangi taraftayız? galiba; "araftayız" Ozan Figani ( Erdem Gümüş) 05.01.2021 İzmir |