Ölü bir çocuğun oyuncakları
Yaz gelirdi
Çocuklar okula giderken ben üzülürdüm Tarladaki kuşları seyrederdim Vagonlara çıkardım Buğday sapları batardı ayaklarıma Ve akşam Anam Çoraplarımı dikerdi Yıkardı mintanımı Bir çiçek gibi dururdu Keten pantolonlarımın dizlerinde yamalar Keşke yalnız çoraplarım sökülseydi Düşünce yalnız yine dizlerim kanasaydı Ellerim tükenmeseydi Oysa benim ellerim Çorapları yırtılan çocukların baş parmaklarına kulak olarak yapılmış Sabah Su taşırdı ellerim ineklere Buğday tarlalarında koşardım Bir şiir nasıl yazılır bilmiyordum Uçurtmalarını dahi kendisi yapan bir çocuktum Her kış kızak yapardım Babamın yirmilik çivilerinden Uçak yapardım Çocukları ağlayan memleketlere uçmak isterdim Bir hevesti içimde kalan Uçağa binememek Gece Babamın üşüyen ayaklarına sarılır uyurdum Titrerdi elleri Kırılmış bir şiir gibi içimde saplı Kazadan sonra babamın elleri Her çocuk gibi üzülürdüm Rüyalarda gördüğüm oyuncaklara hiç sahip olamayacağımı bilirdim Bütün çocukların gülüşleri gibi benim de gülüşlerim vardı Beni yaramaz kılan aşktı Yaralayan, yaralarımı saran da Beni kör kuyularda unutan Engerek yuvalarına iten Borçtu çiçeklerden aldığım güzellik Bu bana ait olmayan yüreğimin bahçesini belleyen Güller büyüten Şiir... Beni hırpala Ayaklarımı yoldan çıkar Yakıştıramadım hiç dünyaya kendimi. Ey hayat Ben Senin köklerinde bir ukte anlamında çiçek Bana su Bana güneş Bana toprak Anladım Bana senin ellerinde yaşam yok Dünya Dümdüz Babamın parmakları çapraz Ömer Altıntaş |