ÇİLE VAPURU
ay doğarken izbeye
dimağım dönüyordu çözümsüz bilmeceye bir siren sesi yankılanıyordu kulaklarıma martı vaveylalarını andırıyordu kanat çırpan günebakan geceye sırtını çeviriyordu zemheri paniği umutlarımla ayaza direniyordum kar beyaza da gözlerini arıyordum çiğ düşmüş kaldırımlarda ama bulamıyordum kendime de gelemiyordum zira sensizliğin cehenneminde sorgusuz sual’ sız yargılanıyordum yakamozlar imbatların eşgüdümünde demlerlerken acıyı ben naçar kalışıma anlam veremiyordum ve suskunluğumu zor olsa da ılgıt ılgıt yüreğime gömüyordum çile vapurum çoktan kalkmıştı rıhtımdan ben güvertede çayımı yudumlarken sigaramı da tüttürmeyi ihmal etmiyordum |
Ayrılıklar, hüzünler en çok ya trenler, ya da vaburlar üzerine kurgulanır.
Burada da hüzünden nasibini vapur almış. Güzel bir duygu seliydi hocam.
Tebrikler yürek sesinize. Saygımla...