sen gittiğin gün ki kadar
kızgın daha bir
bu gece sokaklar ve de ılık nefesi, sen gittiğin gün ki kadar... mevsim aynı ve yapraklar hala sarı toprak dersen; oda herzamanki gibi yüzü başaşağı... neden dersen mağrur büyütmüştük hatırlarsan ve hala aynı sen gittiğin gün ki kadar... takvimlerse; onlar yere bakar doğum günü nede olsa gittiğin güne yakılan; vede şerefine hüzünlerin onlarda aynı besteleri hüzünlere dayalı vede hava soğuk bu gün en az sen gittiğin gün ki kadar.... ya soylu vapur! hani gittiğin gün gözlerime bakan dualarıma yalvaran oda aynı değişen birşey yok herkes mutsuz en az; sen gittiğin gün ki kadar... ve gardaki yaşlı teyze hala dokunaklı elindeki oyası, yüzündeki acısı ise yılların sancısı... oğlu gelmemiş yine raylara bakar ıslak ıslak ve yansır gözleri simitcinin camına oda hasret geceye eve götüreceği tek meteliğe... ve işte gece geldin yine gönlüme oda hasta benim gibi kan tükürüyor geceleri alnı ellerine düşmüş kirpikleri geceye batmakta ve geceler; yine sessiz kalmakta en az; sen gittiğin gün ki kadar... yasemin memoğlu |