MUTLU
mutlu...
bizim mahallenin kızı adı babaannesinin adı yaşatması için babaannesinin anılarını olmuş anasının tek goncası... doğmadan belliymiş adı ve saklamak için mutlu ninesinin yadigarı, hayat denen acıları; bir umut olmuş ailenin tek yongası... mutlu dokuzunda ve inanmakta mavi gözlü taşlara ve elleri uğur böceklerinin şarkısıyla kırlara uzanan, dört yapraklı goncaları toplamakta uğuruyla hayata tutunma adına... mutlu onaltısında ve ilk aşkını solumakta titrek minik elleriyle bir çocuğun top peşinde koşması gibi peşinde koşarak mutluluğun ve ıslatarak teriyle ellerindeki papatya kokusunun izinden gider fal sandığı samanyolunun... ve yıldızlar.. ayrı bir bakış katmakta kirpiklerinden inen her damlaya ve sebepsiz ağlamalar daha bu yaşlarda başlamakta... adı gibi yaşamakta mutlu bu yaşlarda. her ne kadar anlam bulamasada evdeki yoğun siyah kokan temaya; ara sıra da olsa odasında ki renkleri serper ortalığa. ve yanından onca geçmesine rağmen, bakmamıştır hiç annesinin odasında ki siyah çerceveli aynaya... mutlu bu ne yapsın yaslı giysiler altında, renkli tenleri aramakta. ve dudakları aşk şarkıları mırıldanmakta etrafında ki herbir yaslı suya her nekar onlar duymasada... mutlu yirmisekiz yaşında ve mantığı duygularını yordamakta ayak sesleriyle gelenlerin bıraktığı emanetleri toplamakta camlara buğusunu çizmesiyle gözlerinde ki nemin, en son sevdiğinin resmini yapmakta çileli duvarlarına... ve sebepli ağlamalar artık başlamakta çocuken ellerinin gölgesiyle oyaladığı duvarlara; bilsen neler anlatmakta. belli ki o çocuk saflığı hala kumaşında ve biliyorum ki yaşı kırksekiz olsa da o dört yapraklı goncası duracak en son yazdığı kitabının arasında... |
Tebrikler.