yaratı
Bunları, kuş ekmeklerini
celali zamanlardan önce de koyabilirlerdi asma kuşlarının kursağına bebeklerin kokusuna sinen geven çorbalarında buharlaşan yaşamı yeryüzüne binlerce kere yeniden gelen yağmurun suyuyla yıkadı bir anda deliriyor zihnim köpeklerin ulumalarıyla dinlenen kaçıncı gece bu? kenti terkedip çöplüğe hüzünle göçen bir köpeğin gözlerine baktıkça kardeşlerini dinlemek sevap gibi öyle bir şey olmalı masumiyet rüyaları algılardan koparan çizgiden geçerken dengemi bozup çakıldığım doğanın pürüzlü gerçeğiyle gerçekten sevişebilmenin sonsuz coşkusu yani bir başkası olmadan eriyiklerin kayaçlara sinen saklantısını tasvir diye takınması gibi neden durup durup yaşamı kötülüyor o eski zamanın kıtlığı? yazgıları toparlayıp denizden çekercesine suyun donuşunu dinlerken camları çatlatan soğuğu mor bir kesikle icat etmenin beni ve bizi sessizliğe götüren hiçbir yanı yok kendi alanından çıkmayan bir ateşin altını kazıyıp toprağında uyusam ve günün ışığı geleceğe dert olsa kuş ekmeği toplayıp zamanda kaybolsa bebekler ve ben ordan uyanıp gelsem siz atasız kalsanız ve hiç gelmemiş olsanız yaşama sessizliği bulsam gömsem toprağa üstüne büyük bir ateşle bir sınır çizsem ben gitsem ve siz gelip kuş ekmekleri toplasanız bir başkası ateşin altını kazısa geven koksa çöplükler ben kenti terkederken gözlerime baksa köpekler atalarım kuş ekmeklerini alsa ve kaybolsa geldiğinizde ben yaşama hiç gelmemiş olsam her şey yeniden bulunsa |