YAŞLANDIKÇA BABA(Selma Pekşen)
Ey gölgesine sığındığım koca çınar!
Eğme dallarını; Yıllara sığmayacak bir mazin var. Heybetinden ürkse de kara bulutlar Ben bilirim; Yüreğin kelebek kanadı kadar narin Gözlerinin elasında şimdi buruk hüzün Oysa Neler eskidi an gibi gözlerinin cezbinde Eskiyen pabuçların yırtığından süzülür Yaşamışlığına sızan sağanak kadar Yağmura gizli ömrün her damlası Ve sırtında bir hayatın kaşmir urbası Hem de meydan okur gecikmişliğe yaması Hiç mi canı yanmadı emeğinin? Gergefinde gerilirken zamanın Ve battıkça teyelsiz geçmişinin ince iğnesi Derdin neydi baba? Gözyaşı biriktirdin eskiyen ceplerine Ağlamak erkekliğin şanına mı sığmazdı Namert eli sulamasın diye Yetiştirdiğin güllerini Canını takıp dişlerine ve var gücünle Kanını akıttın köklerine Efkârı dağlar kadar ced! Bak dağlarımızın karı bile eridi Bir canımızı dağlayan hüsran Bir kolumuzu bağlayan yazgı Bir de eskimişliğimiz kaldı ellerimizde Güllerin tomurcuk verdi bir bir Biri hariç, biri solgun Gözlerini kör edercesine yumdu bahara Daha renk vermedi bilen yok Kırmızı mı yoksa pembe miydi rengi? Kokusu var mıydı? Hepsi özünde saklı yumdu gözlerini Yangının gül yangını mı baba? Varsın alevinde dumanlansın elvana Bir gülün muştusu mu bahar? Daha neler var Kır çiçekleri gibi Kır yüreğinin zincirini baba Oysa Neler eskidi an gibi gözlerinin cezbinde Ömür bile eskidi gençliğe inat Ben eskiyorum baba! Dün gibi, (c)an gibi… Depreminde zamanın, yıkılan devran gibi Ben eskiyorum baba! Ya ben de ki sen? SELMA PEKŞEN |
biraz daha okuyun faydasını görürsünüz.
oku,çalış.