ŞİİR GÖZLÜ BİR GELECEK...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Mağdur düşler gezgeni, asılı kaldığım rahmetin kehaneti ve iri damlalar çağlayan yüreğin de firarı iken gizem ve şiir en çok da çatırdayan sabır taşı pervazında lanetin aşk ile iştigal bir hikmet ve pervasız gölgeler topa tutan kindar nefsi zalimin aşka ihanet eden bir tebessümden çok fazlası g/izin peşinde pekişen asalet ve masumiyet ve ateş düştüğü yeri yakarken şairin de yüreği üşürken gizlice ağladığını da görmesin hani hiç kimse elbet yalnızlığına ve acısına tek çare olan nasıl ki saklı sabrı ve umudu hiç dinmeyen inancında bulutlar ve melekler mendil tutan aşkın hezimeti hayatın eziyeti ve bir c/esaret rütbesi iken şairin yüreğini didikleyen… Mecnun bir firar Lanetin g/azabı Aşkın da kavisli yolu pekişen O rehavet Tası tarağı da toplayıp gitti mi varlık En çok da el ayak çekildiğinde Belki de şairin uyruğu iken yalnızlık Irksız acılar ve hüzün teknesi Şehadet dilenen bir hayalet Elbet şairin kisvesinde saklı nihayet Bilinmezin en bilindik notası iken sol Sağdıcı iken hazin son Sağında saklı illa ki Besmele Sevmek nasıl ki maruzatı mevsimin Aşkın gıyabında verilen her hüküm Mademki baş tacı şairin… Israrla can çekişen bir hazan Göğün pekiştireci iken sığındığım Huda’m Kapıp da koyuverdiğim bunca elem Nasıl ki saklı içimin siperinde Gözlerim çağlar da yandığıma şahit evren Azığım bilinmez ki bilindiğin tahayyülü Ket vuran mutluluğa Sadık kaldığım kader ve mahrem Matem nasıl da işgüzar Pekişen bir hikmet En çok da varsıl eğriler Kayıp giden ayağımın altındaki zeminden. Mazhar olduğum doğaüstü güçler Kifayetsiz varlığımla ziyan olan düşler En çok da kalemi kıran kader Ve hezimet yüklü yürek nasıl ki Baş tacı ömrün Verip veriştirdiğim elbet asla da değil hüzün Kerameti yalnızlığın Issızlığın rükûa vardığı secdem. Aşkla hemhal bir ön görü Kendimi solladığım bir hazan Kasımdan farkı da olmadı hani diğer ayların Ay yüzlü bir Hünkâr içimden taşan Aşkın şahikası bitirim bir hüzzam Göğü taşlayan münafık ve zalim Andıkça Rabbini Sığındığına delalet bunca acı yüklü mazlum Bir kerevitse kaderin çıktığı Üç elma ise gökten düşen En çok da acının ıskaladığı ve ısırdığı o koçan. Mevzu bahis dahi olmaz içindeki özneye özlem Ölümün kebir defteri Aşkın ve yalnızlığın azameti Asalet yüklü bir evrenden ve ömürden son kalan Hicabın çıtası git gide yükselen Elden ne gelir? Demenin meali belki de kapandığı kozası şairin Kılkuyruk dürtüler ne ki? Varması lazım Rabbine acilen Yaşarken tutulan nefes Öldüresiye yok saydığı nefsi de nasıl ki engel değil Önündeki güzergâha da gölge düşürmesin hani kimse… Davası, devası ve varlığın asası Şiir gözlü bir gelecek ikamesi İdam sehpasında kaykılan binlerce hatıra Hatırına umudun Sağ çıkmaksa yarına Dün olmanın özlemi ve meali Aslında yarının tüten dumanı Nasıl ki rıza kaderine şair Münafık kahkahalardan çekmediği kadar Kederine de kaderine de razı elbet Sınandığına delalet Sisli o yol Varır varmaz mutlu bir geleceğe Saf tuttuğu metanet ve dirayet Sicim gibi yağan yağmurun eşkâli ve işgal Rabbine dayadığı başını Usulca okşarken omzundaki iki melek. En sevdiği şah damarı ve mevcudiyeti Rabbine yanık ve tanık ve sadık Kırağı çalan binlerce güfte Yazılır da yazılır şairin nezdinde İnanmak İlahi Aşka Sırtında yüklü rehavetten kurtulası Bir c/esaret Başa almaksa ömrü neye gerek bundan sonra? Yolculuğu biter ya da bitmez Aşkın hünkârı her şiirde Başını nasıl ki dayadı Ulu Çınarına Elbet dinecektir gökten yağan rahmet En çok kavuşulası bir aydınlık İçinde sık sık hitap etse de karanlık Hani olur da saf tutar mevcudiyet En yakını kimse asılı sancağına bunca nimet Beklediği ve beslediği ne çok hikmet Varıp varacağı o son istikamet Elbet vuku buldukça kader Allah katında… |
İnsan hiç usanmadan keyifle okuyor şiirlerini hazı damak da kalıyor
İyi ki varsın ve iyi ki tanımışım seni canım ablam
Bu enfes şiirinide canı gönülde kutladım
Esen kal selam ve sevgilerimlesin her daim