DÜŞTÜM İŞTE...Bir düş giyindim ötesi berisi olmayan bir düş Sözcüklerin de kopçası eşlik etti mi… Sonra tek tek ilikledim düğmelerini Üstümde olmayan frapan ceket Hani istifa ettiğimde geride bıraktığım Tüm acı anılarım gibi Özümsediğim bir hakkaniyet Ve disipline ettiğim ruhumla Nöbet tuttuğum iş yerimde Sözüm ona muvaffak olacaktım Tırmanırken kariyer basamaklarını. Yittim sonra yitirdim hayallerimi Haraç mezat giriştiğim neyse Elbet vardı tutan elimden Üstelik tek tek geçen neyse yüreğimden. Ve hamt ettim Ve kat ettim Belki de katlettim ömrümü Peşine düştüğüm hayallerim Asla kibirli olmayan bir ben Belki de yemliyordum içimdeki çocuğu Her mızmızlandığında Eline tutuşturduğum oyuncakların Hasıydı aslında Kendimle oynadığım gün ve gece. Düş biriktirdim aralıksız kumbaramda Hani kartondan inşa ettiğim o kâğıttan evler Azığım aşım âşık olduğum kerelerce Bir oyundu hayat bana göre Her iş ve her düş Hem diş bilediğim kimse de olmadı bir ömür. Bir düş daha edinmeliydim Ölümü dişlemeden Acıyı düşlemeden Ama yağan hep acı ve hüzündü her hikmetse Düşlediğim kadar Dışlandığım belki Ama dişimin kovuğunda kalan mutluluk Tabiri caizse sevgiden yana dönendiğim Aşkın şeceresinde bu kez İlahi düşler biriktirdiğim… Her düşüm kendime verdiğim sözdü Her sözüm özümde saklı bir nüans Elbet edindiğim rütbe ve heceler Kekeleyen değildim hem Tüm içtenliğimle yüklendiğim Bir de yoklamasını aldığım şiirlerin Yüzü suyu hürmetine Kendimi günbegün daha da çok sevebildiğim… Bir düştüm işte hem de nasıl Ve kalk yerden diyen Rabbim Nasıl da kadirdi düşlemediğim neyse Hem düştüm Hem gerçek. Hem düştüm Kalkmak yerden ve daim kılmak düşleri Düşmediğim düş mü kalmıştı hem? Kim bilir hele ki sevgiyi düşlemeden Geçen ömre de itibar etmezken Sönmeyen feri yüreğimin ve düş fenerimin… |
ders vericiydi,akıcı anlamlı düşündürücüydü
kutluyorum Dualarımla selamlarımla