iris-in de çatlatıyorum kırk yaş olgunluğumu...
her yara iyileşir
saklar kendini çok seven dilden nasırlaşmış ellerin haritası gizlidir o yarada ne yeniden bekler keşfedilmeyi ne de kıyılarında sevişmeyi ağaç kabuğu gibi örter yara üstünü kabuk ayıp örter ayıp da seni kavgamın tam orta yerinde çaldın kapımı yokum desem günah olmaz mı bir şehri bilir gibi bildin tende ki çıkmazlarımı en kestirmeden tek biletle vardın yalnızlığıma aşkı tükettikçe güzelliğin de artmış kan emici huysuzluğuna adım kazınmış vişne rengi dudaklarından sızıyorum ne mağrur ne de gurur arıyorum bir gün bu şehrin kapıları da kapanacak sana biliyorum şimdi kapatırsam erken olmaz mı adını zikrettikçe görünmez oluyorsun fobik bir teselliyle gözlerimi bağlıyorsun görmemi istemediğin güzelliğin değil gözbebeklerin iris-in de çatlatıyorum kırk yaş olgunluğumu irisin ya kolay düşüyorum dizlerinin dibine zamanın kalbine koyuyorum gölgeni güneş şart olmuyor görmem için seni çok sesli mecburiyetimle buluşturuyorum ihanetini ben de aldatırsam denge olmaz mı israfilin türküsü ile son nefesimi çalarken bir kıyamet gecesi kadar güzelsin şimdi soluksuz bir bedenle kükürtlü tadını arıyorum her tazede sen beni gördüğün kadarsın yalnızca az-sın azsın diye dokunurdun tırnak uçlarıma kopmak istemeyen etinden yetim halimle geçerdim senden kanaatkar arzularım yok diye yanacakmışım hep sana yansam olmaz mı… alicengizoyunu (henüz kabuk bağlamadım. acele etme, nasıl olsa ilacı sen de…) |
ŞİİR BEN Dİ...BEN ŞİİRDEYDİM...
ÇOK GÜZEL...ÇOK...
"kanaatkar arzularım yok diye yanacakmışım
hep sana yansam olmaz mı… "
KURŞUN GİBİ FİNALE NE DEMELİ PEKİ ?
SUSU/YORUM !
BİN SAYGI...İÇTEN
Gülten Kahraman