İstibdatY’den Sormadın hiç Tanrım bu insanların Zihninde gezinen ben miydim diye Ve yeni çağ işte tüm lisanların Üstünde parladı sen nesin diye Oturup kalmışım öyle hüzünlü Zihnimin yükünü çekmeye mecbur Hepsine tutuklu hiçten izinli Çilesi bin kambur üstüne kambur İbadet isyandır zulümdür iman Hafakan çatlasa ilaç içersin Tefekkür ganimet şeytanmış falan Sen tertemiz suya nasıl sıçarsın Lügatim sarımsak kokar cahile Arife bir cennet kokusu yaydım Desem ben yoruldum vurdum sahile Kumdan idrakleri hep günah saydım Bir damlacık rahat görmeden daha Bir derya içinde savruldum gittim Kan çanağı mevcut yokluktan saha Varlık ovasının zikrinde bittim İhtişamlı yalan söyler saraylı Saltanat put oldu durdum öylece Gün gece bin zulüm güneşli aylı Yıldızlı işkence eski söylence Dört yılı devirdim bir tek başıma Yokluğu kemirdim vara küfrettim Olsun dedim Tanrım doğrar aşıma Cehennemi yedim Cennet vakfettim Çocuk genç ihtiyar ölü ve diri Bir cihangir gibi yırttı gözümü Görmedim kimsede sendeki kiri Kimdeki terazi tarttı s/özümü Bir münafık sultan bir bunak herif Kan doğradı halka yetim öksüze Dinozorlar kaldı onlardan zarif Yine anlatılmaz zihni köksüze İntihar bir lügat değil ihtiyar Sorsam hikmet diyor sakallı kütük Dua boyacıdır dilsiz bahtiyar Sağırda gördüğüm zulümden büyük Bitmedi küfrünüz insana karşı Sökülüyor yama üstünden yama Dünyevi hakikat hep tezgâh çarşı Robotlar bekliyor kırk bir kat sema |
yani insanlar ve de insanlık....
sevgim saygımla
en sevdiğine geçsin ömrün