YILLANMIŞ HATIRALARKırk yamalı bohçayı, kırk düğümle bağlamış, Sarıp sarmaladığı; yıllanmış hatıralar. Bulutlardan nem kapmış; için, için ağlamış, Her geçen gün büyümüş, dallanmış hatıralar. Güneşin ilk ışığı vururken doruklara, Çiy tanesi düşmüştü çağlayla, koruklara, Rüzgârın azizliği hep gönlü buruklara, Elindeki son kozu kullanmış hatıralar. Karakışlar geçti mi, fırtınalar dindi mi? Gözlerine dalınca kaybetmişim kendimi, Kurumuş bir dereyim, nasıl yıkım bendimi? Ateşi çoktan sönmüş, küllenmiş hatıralar. Geçmişimin üstünü örten bir kara duhan, Hayat dediğin zaten; nihan içinde nihan, Kulun kaderinde var; ömür boyu imtihan, Bütün var gücü ile çullanmış hatıralar. Geçmişi kurcaladım, ne acılar tatmışım, Bir sevdanın uğruna boşuna mı yatmışım? Şimdi biraz uslanmış, defteri kapatmışım, Bir idam sehpasında sallanmış hatıralar. Bazı günler üşüdüm, bazı günler de yandım, Sabreyledim dertlere, zor olsa da dayandım, Yıllar geçip gitse de; acısı kalır sandım, Zaman dertleri silmiş, ballanmış hatıralar. Sabri Koca *duhan: duman *nihan: sır, gizli |