Ağzımda bir akide şekeri emerek çekiyorum içime dünyayı. Kaldırıyorum bakışlarımdan hüzün rengi nakışları Ölümcül kuyulardan çekip alıyorum düşselliği. Kağıt duvar oluyor kaleme Çiziyorum mat ufuklara gümüşlü sabahları altın akşamları. Kesildikçe ayrıntının rengi alevli bir ışıkla Umudun mavi-beyaz haritasında Esniyor aydınlık yanı başımda toprak yollar içimde çoğaldıkça.
Sonra ölüm ölümler geliyor aklıma. Sona eriyor yeryüzündeki saltanatım iki çelişki arasında duraksız kıpırdadıkça korkularım. Bilmem kaç bin kalorilik gururu bırakıyorum bir kenara.
Diyorum ki; gülden iplerle bağlanıp atılmadık mı kaç kez o girdaplara.. Unutulan elde yıkamadık mı o selamları. Süründükçe alnımızın çizgilerine karlı dallardan karanlık Ayıp bir söz gibi yürümedik mi kalemden daha bakire olan şiirlere. Gözler açık olsa da durdura bildin mi düşlerimizi ey gece..!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
EY GECE şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
EY GECE şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
arada bir iki dünya arasında gidip gelmek lazım monoton bir hayattan kurtulmak için, güzeldi şiir duygusu yüksek, kal sağlıcakla selâmlar Ferda hanım.....
Gelmiş ken tüm şiirlerinizi gezdim (:
Geç kalınmış bir tebrikler bırakıyorum
Sevgiler olsun