Araf
Sürünmeliyim arafta
ne geldiğim bilsin ne de gittiğim taş değsin tekerlerine mehtap kör etsin gözlerini santur sesleri şaşırtsın yolunu sürünmeliyim arafta aheste aheste seyretmeliyim akla gelen bütün resimleri yıkmalı aşık olmalıyım arafa. Nedir bu telaşın hiçbir zarar gelmez bu alemde hiçbir şüphen dokunamaz sana hiçbir hevesin zincir takamaz boynuna hiçbir göz biçim veremez sana sürünmeliyim arafta gözyaşlarım ısıtmalı toprağı yüreğimi burada bırakmalıyım Galib gelsin görsün beni işte burada ne arkamdaki uzaklaşsın ne önümdeki koşsun bana öylece duralım akıntısız sallantılarda hoşnut olduğum sesler benimleyken sürünmeliyim arafta üstüme sinmeli bütün toz toprak bütün lekeler benim olmalı sadelik ancak burada huzur veriyor kimsesizlik arkadaşım olmuş bana sert bakan bütün o sıfatlarım hepsi güler yüzlü burada ne diye hızlı gidersin nedir bu telaşın sürünmeliyiz biz arafta ah bilseydim aklındakini korkun mu vardı arzun mu benden ayrılmak hangisine itiyordu seni bense hiçbir seçenek sunmadan gül saçan ömrümün iskeletiyle göz göze geleceğim son vaktin içimde uyandırdığı kıpırtıyla sürünmeliyim arafta. Bütün gürültüler ışıklar bırak onların olsun lezzetler onların olsun acılar onların biz hissizliğimizle hissedelim uçmak onların olsun gel secde edelim arafta. |