Yoruldum çocuklar
Çocuklar bu şiiri çok zor yazdım.
"Ali ata bak" der gibi okumayın ne olur. Ne defterime sığdı yazdıklarım. Ne kalıbıma sığdı harcım. Ne de yüreğime sığdı acılarım. Ben yoruldum artık, beni bırakın. İnce elenmiş bir kum gibi harcadı beni hayat. Gittikçe üst üste ekleniyor cümleler. Yazdıkça hiç birşey bitmiyor. Bir duvar gibi büyümektedir şiir. Nereden başlasam da adam olmaz içimde ki bu çocuk. O yüzden kulağımı hep çeker kader. Büyümeyi unutmalı çocuklar. Oyuncakları bırakıp aşkla oynamamalı. Bir başlık bulup anlatabilseydim bunları. Yarmazdım şiiri orta yerinden. İstikameti belli olmayan bir tren gibi aklım. Nereye gittiğini ne düşündüğünü bilmiyor. İnsanları gittikçe anlayamadığımı anlıyorum. Sular çekilse de, dalları sarksa da ağaçların. Bedenimin büyüdükçe düşüncelerim git gide incelmesi. Anlıyorum, yaşlanıyorum çünkü. Bir imla olmalı yaşadıklarımda. Bir namaz... Günde beş vakit nöbet yerini terk eden bir asker. Nasıl bir vatan sever? Ve yazık ki şu an ezan okunurken yazdım bunları. Kader mi şimdi bu yoksa tesadüf mü? Alnıma yazılmış bir cümleyi yorumlayamıyorum. Şair ne demek istemiş diyorum burada? Gelir beni yoklar bazen acılarım. Bir şarkı öldürmekten daha çok yaralar. Bir kesik, neşter falçata. Bir yanık gibi, yürek ciğer. Kurduğun bir hayalin basamaklarını kırarak gelir. Gece mesela. Ve ya günbatımı. Ağırlarım, yer içiririm onları. Sırtımızda ki hançerleri kendimiz bileriz öyle değil mi? Ellerim ne kadar istekli dikene batmaya. En sağlam yerinden koparken herkesin ipi. Acılarımı çektiğim ip inceldiği yerinden neden kopmuyor? Döngüm yörüngem hep bozuldu artık. Bir kıblem kaldı yıkılmadık. Gece satır başı gündüz iş başıyım. İşim hem yürekle hem kürekle benim. Yoruldum çocuklar. Yaşadıklarım bana farzı kifaye. Yaşamadıklarım size armağan. Yazılmış bir cümlenin güzelliği gibi duruyor gençliğim kitapta. Çocuklar hala fidan. Umut, bir gün çiçek açacak. Ömer Altıntaş |
oldukça güzel olmuş
seslendirme fon müziği ahenk vermiş şiire
tebrik ederim