KEŞKE
tutulup da yaka paça ensemizden,
satılmışız- kokuşmuş insan pazarlarında. ellerimize tutuşturulmuş faili meçhul senaryolar, düşlerimiz çırılçıplak mezarlarında. avuçlarında şekillenirken," hamurumuz" birilerinin, sözleri emirdi ,firavun ve efendilerinin. insanlarda ise, moda olmuş biat etme yortusu, üstelik de yalnız kalmanın kaotik korkusu kim bilir....sen şimdi, nerelerde hangi düşüncelerin esiriydin? içindeki hangi kaygının korkusu? yahut hangi pişmanlığın sorgusuydu? kurulmuşsun kurşun askerler gibi bitimsiz bir koşuşturmacaya, ve satmışsın en güzel zamanlarını, kariyer kaygısı ile, üç kuruş paraya. şunun şurası ömür dediğin kaç gün dü? artık,beyazlar sardığında bir yerlerini, sen hala -yaşamamış olacaksın- belki de, atalarından miras kalan,"ezberlerini". nihayetinde düşe kalka çıkarken , -ömür- denilen o amansız yokuşu, birde bakmışsın ki, havada, ölümün kekremsi kokusu. geçmişine bakıp da,"KEŞKE" dediğin O GÜN, kimbilir... belkide sen çoktan,ÖLMÜŞTÜN! |