Gâm
’’göğsümün gürültüsünden seslenmek..
incitmeden.. demiştim ki gözlerimin içinde kal.. gitmeden..’’ kalp bu üşüyor işte... döşümde cuşa gelen kül rengi harfler. kırk batman ağırlığındaki sesler yırtar cesetleri. han’dır toprak zan’dır sayılan her gün! utanırım.. hayıftır yüzüme sancıyla vuran uyku.. doğrulmak.. heybemde peyderbey imbad atıklarıyla üzerimde bir çırpıda yere düşen pişmanlıkları savura savura.. .. fırtınalıymış şehrin hem de yağmurlu şerh düşüyorum zamana dilimde bir çelişki.. yüzümde bakışlarına çelme atan bahtım.. adımlarım üstüne yemin ederimki ben sermedim bu gâm ı .. kelamsız anların yangınlarını darağacına veriyor şehir eşkiyaları.. bir güvercin kanatlarında son bulacak bu ağıt.. susacak delibaz o sesler susacağız elbet.. sen ve ben ağlarken kefenlendik sen ve ben ağlarken incelirdi toprak utanırdı çiçekler.. sessizce.. her defasında gözlerime mühürlenen sayısız tomurcuklar koynumda baharın açmayan filizleri .. adımlarım üstüne yemin ederimki ben etmedim o ah’ı .. --- Belma. |
Yine şahane ve hiç duymadığım bir coşkun türkü eşliğinde mest oldum. Şiire kendimi veremedim bu nedenle de ikinci sefere geri kalanlarimla toparlamak gerekti. Üstünkörü olmasın istedim. Yazık.
Şiiri şiir olarak incelemek değil şu anlik işim.
"utanırım..
hayıftır yüzüme sancıyla vuran
uyku.." uykunun gelmesini isteyen o kadar sefil varken. Utanmak sende
"göğsümün gürültüsünden seslenmek.." göğsünün gürültüsü bütün cihan gibi. Seslenecek nefes...
"yüzümde bakışlarına çelme atan
bahtım.." bu işte başından hayır yok içimde.
Gam ile keder has insanlar her şeyde ilk olanlardir. ilk çiçek, ilk kar suyu, ilk güzel bir umuttur kiyamete inanırsan...
Daha iyilerine. Keyif aldım.
Kanber ihsan.