BOĞAZINA KILÇIK KAÇMIŞ, YAŞAMIN
Kızılcık armutlarını, yiyip bitiremedi
Gecenin kara gözlü maymunları. Olanca kadar ağır bir şarkı eşliğinde; Kendini unutmuş düşünceler, Aforoz edilmiş duygularla sevişiyor. Ters istikamete giden yaşlı kaderde, Bütün orospuların toplamı, Matematik cetvellerini iflas ettiriyor. Aldıran yok, kıl döndü hikâyesine, Ayak seslerinden belli, gelen kızılca kıyamettir. Küflenmiş zamanda, Kendisine oturtulacak yer aranıyor. Ekarte etmiş anıları, Çekip gidiyor, yaşam adlı utanmaz. Bırakmadı yakamı bir türlü, Yalnızlığın, eli çok sakar. Nasıl da yurt edindi kafa derimi, ak saçlar. Diyecek yok, bir sanat şaheseridir Akşamın nargile keyfi. Anlayamadım, ufukta batan neydi. Çakıl taşlarının seksek oyunları bitti. Çokluklar, Yokluğunun karşısında tekil kalmaya mahkûm. Tesellilerin intihar mevsiminde, Kimler kaldıracak bu cenazeyi. Acıklı bir durum… (14 Ağustos 2011 tarihli 9.şiir kitabımdan) |