UMUDUN ADI KADIN (34)
Bir film seyretmiştim bir zaman;
Amerika’da bilgisayar mühendisi bir adam(*) -Kırk Douglas’ın oğlu Michael Douglas oynuyor- bir kadın tarafından “taciz” ediliyor! Uydurma bir senaryo olsada bu kurgu; Cinsiyeti olur mu şiddet kullanmanın, muafmıdır acaba suçu kadın olmanın? Türkiye’de; Kadının boğazı çocuğun gözü önünde, baba tarafından bıçakla kesilir, yancı basin sus-pus? Kadın vahşice kurşuna dizilir, yancı medya güler kıs-kıs! Kadın öldüresiye dövülür yancı sendika tıs-tıs. Kadının yüzü yakılır kezzapla, yancı magazin koca-yada-erkeğin yanında ve hepsi ülkemizde olağan görülür. Giyersin takım elbise-gravat takarak “İyi hâl” den yararlanırsın mutlak. İyi de canım kardeşim bir erkek; “Ayrılmak istediğim kız arkadaşım yada eşim beni darp etti.” Diyerek “Doktor Raporu” alsa, buna kimse inanmaz da, kadının Adli Tıp’ça yaraları ölçülür; “Hangisi öldürücüdür” kıyaslaması yapılır, az çıkarılır çoktan, elde kalan suçun cezasıdır. Evet. kadın-erkek eşitir elbet! Cinsiyet farkı gözetmeden birinin ünlü olduğunu da istismar etmeden, takım elbise giyerek de mahkemeye gitmeden, eşit bir şekilde görmek ve yargılamak olanı! Güzel olduğum için karşı silah olarak kullanmak kadınsal’lığı, ama niçin? Haksızlığın cinsiyeti olmamalı; Tacizin her çeşidi her-iki-cinsede yasaklanmalı! Böyle bir varsayım ile -filim hikayesi olsa bile- erkeğinde darp edilebileceğini düşünmek; “ İçinde vardır belki birazcık gerçek?” Diye kendimize sorabilmek ! Tacizin erkeği-dişisi, güzeli-ünlüsü, şiddetin fakiri-zengini, binbir türlüsü, zorbanın ne yabancısı-yerlisi nede Millet Vekillisi(?) yoktur azı-çoğu hiçbir bir haksızlığın! Umarım “ne demek istediğimi” anlamış olmalısın, umudumun adı kadın. (*) Filim türkçeye “Taciz” olarak çevrilmiş. Kadın oyuncusu ise Demi Moore. |