Cevaplayamadıklarım
Kanayan sesiyle durup öylece
Susmasını bekledi her şeyin Masanın, kalemin, kağıdın ... Niçin şiirdi bütün bu karanlık İçini dağıtsa kim bilecekti Kim toparlayacaktı sustuklarını Üstelik onca yalnızlıkla Kim sevecekti onu Kim kalabalıklardan uzak olmak Onu kucaklamak isteyecekti Bir sigara yaktı Uzun uzun baktı Pencereden uzaklara Işıkları kararmış tüm evlere Tüm şehri görmek ister gibi Hevesli ve umutsuz Çocukluğunu düşündü Kısacık ... Geçiştirdi tüm kelimeleri Cesareti ve gücü yoktu Yakılmış mektuplar arasında Anlaşılmaz sözler kadar Kaybolmaya yüz tutmuştu sanki Sergüzeşt bir el Düşlerini bir kukla gibi Esir ediyordu kendine Sonu gelse keşke Bütün bu hayatı çıkarsa üzerinden Derin bir uykuya dalsa Uyanmaksızın O vakit ne çığlıkları duyardı Ne de çaresizliğine kızardı Yüreğine buruşturup attığı Baharları Dilini zindana çeviren İnsanlara karşı sakladı Uygun bir lisanı yoktu Anlatmak istediklerinin O ısrarla bakan Bir çift gözdü sadece Yaşam ile ölüm arasında ... Göğsüne çektiği bütün hatıraları Özgürlüğüne kavuştururcasına Nefesledi sigarasını Gece usulca aktı Biraz uzak / biraz aksak... Trabzon/2020 |