dokunma uyuyor denizŞiirin hikayesini görmek için tıklayın bir gün o gün... dalgaların kıyısında bir merhamet gibi beyaz elleri ile uzun kara gecenin saçları dağılmış ve hırpalanmış ıhlamur kokusu gibi derin derin gün batımı öyle güzel ki gözleri bir kedinin sanki gülüşleri saklı kanatları gibi yalnızlığın üç renkte bir katre sığmıyor görüyorum köpük köpük nazlı ellerde dikilmiş yeşil oyalı mendil nazlı nazlı yürüyor bırak uyandırma çakıl taşlarının derinliğini yapraklar örtüyor bak ellerinde hep güneşin yanılgıları ve yüzünde kırmızı elmanın donukluğu yağmurları dizlerinden düşüyor bir denizin ela olan yamaçlarına diri diri düşüyor sesleri yüreğinin uçuşan al yansımalarına bir sesti ansızın devrilen kölemen ve buğusunda temmuz sabahının gölgeleri alın sızı diyordu kafa sesinde yorgun limanları uçsun istedim yanaklarım şahitti bir yuvası birde renkleri olsun bıcır bıcır gökyüzünün parçalı bulutlu zamanlarında lütfen yavaş yürü kıyılarda uyandırma denizin çiçeğini ve öp okşa çakıl taşının yosuna olan aşkını deri ve gergin rüzgarı da dinle duyguları alınmamış bir insan gibi içindeki çocukla konuş o seni anlar yumuk yumuk elleri ve tırnaklarına hala beyaz değmemişken özlüyor hala annesinden kalma o güzel sesleri yıldızlar bir bir düşer aynı gülüşlerin denklemi gibi eteğinde hep mor laleler ve kızıl gül batımları ile yaslan yüreğinin dik köşelerine hala özgürsün ve hala yaşamak için devrime ellerde kına gözlerde gecenin pencere uğultusu ve yanında direnmek öyle güzel ki yaşlanmak ayaklarım denizde gözlerim ise derin yalnızlıkta tutma çakıl taşlarını bırak uyusun deniz mavi çocuklar gibi güzel uykusu... |
Harikaydın özlettin kendini umarım herşey yolundadır saygılar