KÖPRÜLER YAPMAKŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Bir çoğumuzun ders alması gerektiği bir hikayeyi şiirsel bir hale getirmeye gayret ettim..
KÖPRÜLER YAPMAK
Birbirini çok seven iki kardeştiler Ana baba yokluğunda Direndiler tüm zorluklara Verdiler yıllarca omuz omuza Beraber yendiler tüm güçlükleri Ayrı gitmezdi yedikleri içtikleri Bölüşürlerdi her şeylerini Ekerler biçerler Paylaşırlardı kardeşçe Topraktan aldıkları bütün ürünleri Bereketi boldu ürünlerinin Kıtlık çekmez darda kalmazlardı Tek yürek oldukça bilekleri Evlerine çekilirdi herkes akşam olunca Büyük mutluluklar içinde Yastığa başlarını koyar Varırlardı huzur içinde derin uykulara Hayran bıraktı yıllar yılı tüm komşuları Bu iki kardeşin örnek tavırları Dilden dile yayıldı güzellikleri Ne zaman ki dara düşse komşuları Hemen yardımlarına koşarlardı Gel zaman git zaman Onların da aralarına Girdi bir gün sinsi Hain bir plan Ne yapsalar artık olmuyor Kardeşlikleri huzur bulmuyor Dolu almıyor Boş dolmuyordu Artık beraber yaşamak Ortak çalışıp üretmek Her şeyden çok daha zordu Söz kar etmiyor Susmak yetmiyor Anlaşmak için artık kelimeler yoktu Komşular da çok uğraştı Ancak bir türlü orta bir yol yoktu Acı bir hüzün çöktü gönüllere Sonra hanelere Ardından bütün beldeye Sustu iki can kardeş birbirine Sustu tüm belde Kuzuların neşesi Koyunların melemesi Bitti kuşların da ötmesi Dindi ineklerin ve de koyunların sütü Tarifi imkansız bir acı inmişti ovaya Baktılar ki olmuyor İkiye bölündü bağlar bahçeler Ahırlardaki hayvanlar Kazma kürek ne varsa Saydılar döktüler Böldüler tam ortadan ikiye Bu da yetmezmiş gibi Küçük kardeş iki çiftlik arasına Yaptırdı uzunca bir kanal ki Devasa mı devasa Sanki hırçın denizler akacaktı Kabaran okyanuslar misali İki kardeşin de yüreğinde derin bir hüzün Tarlalarda boy vermeyen verimsiz ürün Hayvanlar çayırlarda otlamaz oldu Ağaç dallarında çiçekler bir bir soldu Ne nisan yağmurları ne sonbahar yağmurları Çoraklaştı verimli toprakları Un ufak oldu küçüldü gitti ulu dağları Bereket yok söz yok hasat yok Sızı çok ızdırap çok hüzün çok Yıllar yılları kovaladı Suskun yıllar yürekleri dağladı Bir gün bir usta çıka geldi Büyük kardeşin kapısına Elimden gelir her türlü ustalık ağam Ne varsa yapılacak yeter ki göster Büyük kardeş götürdü ustayı Ahırın arkasına İşte şu kalaslar, şu odunlar ve de demirler Kazma kürek ve keser burada Testere tokmak çekiç ve çiviler Bana yüksekçe bir tahta duvar inşa ediver Öyle bir duvar yükselt ki Bu çiftlikten ta karşı çiftliğe Görmeyeyim artık kardeşimin hiçbir şeyini Yeter yüreğimin bu kadar ezildiği Ben kasabaya gidiyorum Dönünce kasabadan Tahtadan duvarı görmek istiyorum Tamam der usta anladım işi siz merak etmeyin İstediğinizi yaparım onu siz dert etmeyin Usta işe koyulur bütün gün çalışır çabalar Sonunda harika bir eser ortaya koyar Büyük kardeş gelir kasabadan bir de ne görsün Gördüğüne inanmaz ağzı açık kalır Ben ne derim ey usta sen ne edersin Kardeşimin yaptırdığı kanalın üzerinde nedir bu köprü Ben sana köprü mü yap demiştim giderken sabahleyin Bir ayağı benim bir ayağı onun topraklarında Bu nasıl iştir sen ne yaparsın ey usta Susar usta sonsuz ufuklarda gözleri mutlu Bir bildiği vardır belli ki hayra alamettir suskunluğu Düşman iki çiftlik bir köprüyle birbirine bağlanmış Azapla geçen yıllar artık sonlanmış Büyük kardeş bakar ki gelmektedir Küçük kardeşi diğer uçtan Açmış kollarını sevinçten haykırmaktadır Af eyle beni ağabey ben büyük hata yaptım Aramıza uçurumlar kanallar yaptım Sen bana gelmek için demek bir köprü yaptırdın Sen ne yüce gönüllüsün ağabey Benim bütün kusurlarımı örttün Kardeşlik nedir bana öğrettin Bundan gayrı boynum sana kıldan incedir Bunca yıl ayrılık yüreklerimizi incitir Ne sen incinesin ağabey ne gönlün incinsin Gözümün nurusun Artık bundan böyle başımın tacısın Sarılır büyük kardeş boynuna kardeşinin Öper koklar içine çeker kardeş kokusunu Bırakmam seni der bir daha bırakmam Ey anamın kınalı kuzusu Hey usta der büyük kardeş Ellerine sağlık sen ne güzel bir köprü yaptın Hanelerimizi de ruhlarımızı da aydınlattın Bizi tekrar birbirimize bağladın Bir kaç zaman daha kal bizimle Daha yapılacak çok işlerimiz var seninle Toplamıştır çantasını usta çoktan Bir tebessüm yayılır nurdan yüzüne Kalamam ağalarım artık ayrılık vaktidir Yapmam gereken Daha o kadar çok köprüler var ki Her biri beni beklemektedir Daha nice yaralı gönüller var ki Böyle köprüler beklemektedir Sizler Allaha emanet olun ağalarım Bir daha asla köprüleri yıkmayın Haydi şimdi hoşça kalın Sonsuza kadar bundan böyle Her daim kardeşçe yaşayın.. Faruk ANBARCIOĞLU |