Bu Yalnızlık Çok Esmer
Şimdi senin dünyanda saat kaç
Günlerden ne Hangi mevsimde rüzgara yön veriyor ellerin Bilmiyorum İçimde diz boyu soğumuş kül Boş bir beşik gibi duruyor kalbim Kepenkler kapatıyor kimsenin duymadığı ağıt Mendil kimde Kimse dönüp bakmıyor ardına Darılar orda Ama kuşlar yok / yol yok Bezirganbaşı daha sıkı örtüyor kapıları Ve halen en çok kadınlar dua ediyor Benimse seni öptüğüm geliyor aklıma Dua Ateş içimde / su değiyor ayağıma Ateşi sev sudan kork Uçurumları izle / kırlara herkes yürür İçine bakacaksın unutma Cehenneme inanan kuyu orada Yaşam kadar korkunç Ve vurulan her genç kadar gerçek Sahi senin dünyanda saat kaç Günlerden ne Hangi mevsimde rüzgar öpüp geçiyor gözlerini Bilmiyorum Seni öptüğüm geliyor aklıma yine Sen şekerler topluyordun geçmişten Ben suya atılmış çakıl taşları Severdin çocukluğunun sesini Ben kırpılmış saçlarını okşardım geçmişin Sana uygun olsun diye Gözlerimi alırdım uzaklardan Ve yaban bir kısrak gibi zaman Haydi Otlara ve ağaçlara bak Boy veren serviye bak Uçakları ve benzi soluk yeşilin Gökten indirdiği ölümü koy yanına Namlusu kendine dönmüş gerilla Hayatın ta kendisiyse Ve üzerine yıldızlar düşmüş ova Bir çiçek adına direnmeyi öğütlüyorsa Ve bir çiçek pencere önünden değil Kendi toprağından selamlasın güneşi diyeyse bu kavga Umudu ateşte yüzdür Yada bir bahar dalı bul Ve üzerine ağla Kimse bilmez baharın yaşını Aşkın haziran kokusu Ölüm kokusuna dönüşürken Ve bir cesedi okşamak dokunmuyorken kimseye Ne kusma hissi ağız dolusu Ne boşluğa düşmek Boşluğa düş Üşüyeceksin ansızın rüzgarla konuşurken Uzanıp geceye karşı açıkta kalan omuzlarını örteceğim Çok uzaklardan Dağlandıkça açılan yaramı örtmek için de Bir abdalın çulunu örteceğim üstüme Düşte isyan gerçekte üryan Ve bir sevgili busesi eksikliği Manevi yurtsuzluk gibi başucumda Sahi senin dünyanda saat kaç Günlerden ne Hangi mevsimde saçlarını doluyor beline zaman Bilmiyorum Bendeki kuyulara atılmış bir azınlık gövdesi Suretim toprağın yüz görümlüğü Kalbimizde açan o kırmızı çiçekken Bu yalnızlık çok esmer Başını çıplak dağların omuzuna yasla Bir gün döneceğinin umudu da bana Necla Bektaş Heykel: Niccolò dell’Arca (Lemantation over the dead christ 1462/1463) |
Kutlarım
İlhamınız eksik olmasın şairem