Giderken, ‘’Üzülme, unutursun. Bulursun başka, zamanla’’ dedi. Gülümsedim! ‘’Düşünme sen. Bu acılar başa bela, hem aşka zam, anla’’ dedim… Ve ekledim. ‘’Yine de sen; Gönlünün zembereğini hep, aşka zamanla!’’
Antakya, 06 Kasım 2016 Ali ASAFOĞULLARI
***
UNUTAMAZSIN
İster uzağa git İster uzaya…
İster buza bas yangınını İstersen tuza…
Sen beni ömrünce Unutamazsın…
Antakya, 10 Mart 2016 Ali Asafoğulları
***
PELESENK
Işığım ol benim Bırak sana dönsün tümüyle bedenim Sen bilmesen de Bırak! Hüzünlerinden, Üzmelerinden değil Huzmelerinden beslensin yüreğim… Sen bilmesen de Bırak! Yaşama sebebim… * Islığım ol benim Bırak da notalara döksün, dudaklarım adını Sen bilmesen de Bırak! Melodik dualarla bestelensin aşkımız… Vuslatı olsun… Ya da olmasın… Ne fark eder? Sen bilmesen de Bırak! Gizlice öpsün dudaklarım alnını! Ya da Dudakların mısralarımı…
Deliye her gün bayrammış ya! Enikonu, Benimki de o hesap işte… Dünü... Bugünü... Öbür günü, Ne fark eder? Âşık adama her gün, Sevgililer günü...
Antakya, 14 Şubat 2019 Ali Asafoğulları
*** Acım
AĞLARKEN. KESİK KESİK NEFES ALAN ADAMLARIN ACISINI HENÜZ HİÇ BİR ŞAİR, RESMETMEDİ NOTAYA!
Antakya, 15 Eylül 2017 Ali Asafoğulları
***
Ağlayan Adam
Ağlayasım gelmiş; Ağladım demin…
*
Saçlarıma ayaz değdi, gri bir dona seğirtti gün. Başım, omuzlarıma ağır geldi, öne eğildi… Gözyaşlarım, yerçekimine yenildi!
Ben ‘bana’ sağırım bugün…
Antakya, 05 Mart 2018 Ali ASAFOĞULLARI
***
Ama Ben
Eğer ben Tanrı olsaydım; Gözlerinin güzelliğine boyardım gökyüzünü Kullarım üzüldüğü zaman Gökyüzüne bakıp da unutsunlar hüzünü
Eğer ben Tanrı olsaydım; Ruhunun güzelliğini verirdim tüm insanlara Acılar, yokluklar, savaşlar, gözyaşları Çoğaldığı an; Acılar sevinçlere... Yokluklar varlığa... Savaşlar barışa... Gözyaşları mutluluğa dönüşsün... Kullarım hep mutluluğu bölüşsün...
Ama ben; Tanrı değilim ki...
Sarımazı, 02 Temmuz 1994 Ali ASAFOĞULLARI
*** ALDANIŞ
Apansız bastırdı bu sonbahar Haber vermeden geldi kış Beklemiyordun böyle tipi, Böyle fırtına; Bilmem geçer mi ki bu titreyiş, Bu ritmik sıtma…
Aşk denilen şey bir deli kuşun! Ne denli saçma… Artık iflah etmez beni bu büyük vurgun!
Sus… Ne olur sus… Ağzını açma Sakın ha… Sakın deme! Ve hıçkırarak ağlama… Öylesine doydum ki sahte sevdana; Hayır… İnanmam, inanmıyorum Beni sevdiğini söyleme…
Sus… Acıma sancı ekleme! Bitti artık bitti, anlıyor musun? Bir daha dönmem sana Beni bekleme… …………………..BENİ BEKLEME…
Sevdiğim, Bahar yağmurları mevsimi …Geldi de geçiyor bu elden Yapraklar koşuşuyor hâlâ Kurumaya yüz tutmuş …Çimenlerin üstünden Amaçsız bir kaçış bu Öylesine… Amansız… İçimi titreten, …Yüzümü yakan bu lanet yelden! Uçuşuyor da uçuşuyor cancağızım Sapsarı gazeller uçuşuyor, Bahçeler, yollar boyunca Ve sonra… Ve sonra, yüreğim burkuluyor birden Radyodan yükselen sesle, usulca… Sevdiğin o şarkıyı duyunca…
*** Benim gecenin bu saatinde pencereni gagalayan. Şiir! Yaşadığı sevgi fırtınasını, kendi kalbine bile itiraf etmekten çekinen, zavallı yüreklerin tercümanı… Sakın… Sakın yalan gözlerle bakma yüzüme! Anlarım… Bil ki aşkı çoğaltmakla geçti, bütün anlarım… Sağım, solum, önüm, arkam… Kısacası bütün yanlarım, söbe! Aşk: Korkakların yanından bile geçmez, canlarım! Yurduna uğramaz yalancıların! Dünyayı umursamaz. Dik başlıdır, isyankârdır, yasaları dinlemez… Milliyeti yoktur. Deri rengi bilmez… Yaş farkı gözetmez! Irk ayrımı yapmaz… Cekete, kravata, markaya bakmaz… Diplomayı, kartviziti, etiketi takmaz… Para, pul, at, yat, kat, han hepsi hikâye… Aldanmaz… Aşkı kandıramazsınız, günah sinmiş bakışla ya da sadece kabuktaki nakışla… Yakışıklılık, güzellik beş para etmez… Hele ki pazarlık eden yârle muhabbet de etmez! Unutma! Âşık olmak, haktır! İzin gerekmez… Bazen pat diye gelir, bazen ağır ağır çıkar merdivenlerden. Gelir, yerleşir, insanı değiştirir… Dünyayı güzelleştirir… Asidir. Dik başlıdır. Boyun eğmez… Hak yemez. Yedirtmez de hakkını! Dedikoduları duymaz… Suçlamaları dinlemez… Eleştirilere güler geçer… Hz. Yusuf’un dediği gibi; ‘’Aşk kutsaldır. Kirli gönüllerde yuva yapmaz!’’ Yani Aşk; Daima onu hak edeni seçer… Hatırla; Ben bilge bir nehirim. Ve asırlardır sürer bu devinim… Upuzun bir öyküdür bu. İnsanlığın cenin haliyle başlar ve sonsuza dek sürer, gider… Benim gecenin bu saatinde pencereni gagalayan; Yaşadığı sevgi fırtınasını, kendi kalbine bile itiraf etmekten çekinen, zavallı yüreklerin tercümanı… Şiir! Perdeleri aç… Rüzgârı savur… Camları parçala… Ve kırık kanatlarımla beni, koynuna al…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Kalbur Üstü Kelimeler şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kalbur Üstü Kelimeler şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
AĞLARKEN. KESİK KESİK NEFES ALAN ADAMLARIN ACISINI HENÜZ HİÇ BİR ŞAİR, RESMETMEDİ NOTAYA!
bir önceki şiirin müziğini aldım Ali Asaf şairim o müzik eşliğinde okuyordum dizelerinizi ancak buraya kadar okudum ... yukardaki dizelerde okuyamadım devamını :((
KESİK KESİK NEFES ALAN ADAMLARIN ACISINI
HENÜZ HİÇ BİR ŞAİR, RESMETMEDİ NOTAYA!
bir önceki şiirin müziğini aldım Ali Asaf şairim
o müzik eşliğinde okuyordum dizelerinizi ancak buraya kadar okudum ...
yukardaki dizelerde okuyamadım devamını :((
varolsun kaleminiz yüreğiniz