SEFİL YOLLAR
Sefil yolların bitmeyen deminde
Ömürden bir gün daha törpülendi Yolun bitmesini beklerken Tökezledik bir lahit kapağına Daha konmamışken mezara Toprak koktu kefen Ağladı gül ağacından tabut Yolumuz olsada taşlı dikenli Ayağını seven kaldı zaten geride Gelincik yaprağı olan bedenler Döküldüler birer birer Ne sattık nede bıraktık geride Yakın değil vuslat Yiğit adamlarla çıktık yola Varacağız elbet menzile Ölüme duyduğumuz özlem kadar Toprağa rücu eden gözyaşlarımız Cilveleşen korun içinde Çimlenen buğday tanesi sanki Kaç kere sokulacan aynı delikten Arafta çırpınan serçe misali Müslümanın olmaz yol ayrımı Hak yolunda değilsen Çoktan geçmiş olsun sana Şiar edinmişiz sevgiyi Barışa yol tutmuşuz Aman diyene kalkmaz kılıcımız Sabır taşıda değiliz hani Bizim özeller sallamasa kuyruk Yunan’ın iti havlamaz karşıdan Sözüm ona döktük denize Ama kalmış siyonizmin beslemeleri Gevşedi bunların tasması belli Sıkmasını biliriz evelAllah Dokunmayın kutsalımıza dedikçe Salya akıttınız seccademize Pislik bulaştırdınız mabedimize Kopsun inceldiği yerden artık Ya Hilal ya da haç Allah’ın emanetini siyasete alet eden Sefil yaratıklar Maskenizde düştü Masum görünmenin anlamı yok Şehit anasıyla gözyaşı dökmeyen gözden Vallahi şüphe duyarım geçmişinden Nankörlük eden babam olsa tanımam Haram olsun bu ülkenin Ekmeği de suyu da Haydi şimdi herkes kendi yoluna Sadık KARADEMİR |