kuyulara su
yanı başımda
bin yıl sonranın putları çömelmiş su içiyorlar bin yıl sonranın aksanıyla konuşuyorlar unutulup yitmemek için - ve anlaşılmak adıyorlar seslerini sahip olduğum her şeyi toplasam bir dilencinin elleriydi halbuki su vardı anılarımda çamur ve otlar kusurlu gülüşler vardı sonra sesler zamanla nasıl da azaldı - hayat hırsla yaşanmamalı ezbere bildiğim bir duayı zar zor kekeler gibiyim yıkımlara tiryaki oldum ama terbiye etmedim ellerimi asla koştum barikatlara sırtımda bin yıl öncenin mektupları sözleri sinmiş boş ağıtlar gittim ve unuttum ne zaferleri unuttu el işi askerleri gözlerimi kapadığımdaysa sadece çekiç sesleri hep yarın ve durmadan anlatan su ömrüm ağır bir gündüz uykusu içinden çıkamadığım rastgele sofralar oturduğum alıngan bir köledir mutsuzluğum sultanlara ulufe dağıtır kuyulara sular bağışlar ve korkup uyanır gece yarısı bahçelerde rüzgara amade yeni putlar doğar yalınayak sözlerdir dilinin altında sözlerini ezeli masala ular sonrası kıvılcımlar kıvılcımlar... |