FİKİR İLE ZİKİR
Geceleri
El ayak mavi köşküne çekilince Fikir ile zikir kendi aralarında Hummalı bir sohbete dalarlar... Zikir neden Niçin Nerede yanlış yaptık diye Kar yağmış saçlarını yola, yola Ağlayıp kendini paralayarak öz eleştiri yaparken Fikir Alır kırık bağlamasını kucağına Sağ eliyle anıların bam teline vururken Sol eliyle de karanfil kokulu ipek mendilini çıkartır ve Zikiri teselli ederek Gözyaşlarını siler... Kalp mi ? Bıçkın yarası mihman olmuşsa sinene Şu çarkı kırık Dünya alev, alev yansın isterse kimene... Der ve Bir daha mı asla diyerek Boşa geçmiş yılların dişlerini biler... Onları dinleyen kör pencere Demir duvar ise Kıs, kıs aralarında gülerek Böyle uğrun, uğrun kendini yemek değil ki hüner... Gelin olacak kız Elbette bir gün yağız bir ata biner dercesine Kilitli kirpiklerinin arasından hüzünlü gözlerle bakarlar Fikir ile zikir’e... Dünya halidir bu Ömür yollarının yokuşu da vardır inişi de vardır Hatta Tek yön ve tek şerit Köprü üzerleri de çok dardır... Herkes mutluluk denen trene Fikir durağından biner Zikir durağında iner... Ve günü gelir her can Bütün acı, hüzün, keder ve sevinçlerini Yürek heybesine doldurup Kader kervanına yükler ve Tek başına kara toprağın bağrına siner... Ve Buradan şeleğinde götürdüğü iyi,kötü her ne varsa Ahirette hepsini Bir, bir tekmil olarak meleklere sunar... Arka da kalanlar mı ? Onlar da kalbinin saksısına ektiğin Çiçeklerin kokusu ve rengine göre Arkandan seni anar... Eğer ki sen Saltanat içinde aşka sevdaya doyarken Var ise yadında yörende sevgiye aç Şunu bil ki Orada kimsenin hakkını yemez yargıç... Sen istediğin kadar kendine akça pakça hulle biç Istediğin kadar ben masumum diye yemin iç Kanar mı sana Yeri göğü yaradan hiç... Sen sen ol Bir an önce eğriyi, doğruyu seç İster fikir de ister zikir de olsun suç Önemli olan huzur ve mutluluk veren sonuç... Kendim ettim kendim buldum diye Bırak mızmızlanmayı artık Kendi düşen ağlamaz bilmezmisin Ölü toprağı mı serpildi üzerine Cesaret timsali yüreğin Esarete yenik mi düşecek... Yekin kalk hadi...Kalk Silkin, dökün Hava buram, buram özgürlük kokuyor Bir göz at dışarıya kör pencerenin parmakları arasından Uzat ellerini Dokun yıldızlara Ay’a Kanatlarından yakala özgürlük kuşunu Çıkartmadan bu hercai geceler hışını Çevir gökyüzüne başını Çek artık kalbini zindanlara mahkum eden Tabuların fişini... Yeniden Merhaba de hayata Tut ateş böceğinin ellerinden Körpe bir kız çocuğunun Gözlerindeki ışık gibi Yüreğinin şafkı Vursun yüzüne Duru ve berrak... Sen Sevgiyi Harmanlarsan Yılların duldasında Aşk pınarı çağlar umudun asasında... Nafize 10 haziran 2020 03.23 |
Güzel bir şiirdi, beğeniyle okudum. Nice güzel şiirlere diyor, Şair Arkadaşım içtenlikle KUTLUYORUM...