SÜVEYDA
Biz de kabahatlisiyiz;
Neşvünema kederlerimizin Süveyda.. Değil mi ki, Küf kokulu ızdırabımızı; Süslü harfler ile çıkardık dert pazarına.. Hicrana, hasrete özendirdik; Sevdakeş yürekleri.. Vuslata ram olduk; Firakın arkasından atıp tuttuk... Kavuşmak dedik oysa; Kavuşmak ne çok uzakta... Yollara yükledik sonra kasveti, Yetmedi yolcusudur dedik; varsa bir yolun eğrisi.. Ağrıyan y’anlarımıza, Şifa dilendik; ardını bilmediğimiz kapılarda.. Keşke"lerin zehirli lokmasına ekmek bandık Yetmedi; Ahh’ları vahh’ları katık ettik yanına.. Oysa; Ne çok kıymeti vardı bir lokma "kuru hüznün"; Halil ibrahim sofrasında... Dert dediğin nedir ki Süveyda ..!? Bir hasbihal bir tövbe ile; durulur azgın sular haddizatında. Asıl mesele; Derdine derman olmaktır; şu keşmekeş dünyada. ••• |
gök/yümüzün...
Kutlarim kalemi.