Zilâ
Ahh Zilâ
Değilmi ki Mutenâ mabedleri Muğlak bir derde düşüren Kıyamet degilse şayet Ruh-i mücerred ahvalindir Degilmi ki Sözümün h’er kesiğinden İçeriye destursuz sızan Ecel değilse şayet Bad-ı saba nefesindir Asırlardır Nasıl bir iç çekişle Temaşa eyledimse seni Cihanşûmül bir ahh ile Haritalarda Fütursuzca d’illenen Mualla siretindir Ahh Zilâ İndir gayrı Nazargâhımda Cirit atan nemrud-i gardını Bensizliğin hırkasını giyinip Öyle yetim durma Merhamet’sizliğime acı Zilâ Merhametime Çileni musallat etme .! Eydirme mağrur başımı Zilâ Beni yitik bir çığlığa Mahkûm eyleme Sen ki Kalbimin en sapa yerlerinde İnce nazenin bir sızı Sen ki Zülfünün karasını Alnıma ka(e)der bellediğim Kıyma .! Kalan ömrümün Senli b(t)ahtına Boynumda zehr-i aşeka misali Taşıdığım Aşk kementini çözüver Yağlı bir urgana Diz çöktüren bu melâlden Azad et beni Susma Zilâ .! Sustuğun yerde Haykırıyor tüm isyanlar Görmez misin Nasıl da Tutsak olmaya gönüllüdür Gölgende Cümle günahlar Sesinde g’izlenirken Alfabenin Tüm harfleri K’arşında Beni ahraz kılan bu esareti Bana çok görme Zilâ Dimağımda Kırk düğümle tütsülenen; Beni Bana ağyâr kılan Senimi, Nolur artık Sineme Mühürle Zilâ . . . Ruhu Azade |