Bir İhtiyar Hatırası
Batan güneş altında mor halkalar belirmiş
Birikmiş kasketinde dünyanın bütün kiri Şakaklarında umut bekledikçe delirmiş Aralamış kapıyı gelir zannıyla biri Ah çekip duvardaki fotoğrafa bakıyor Siyah beyaz bir gelin, siyah beyaz bir damat Yıllanmış tabakadan bir cigara yakıyor Diyor, nasıl da geçti bir çırpıda şu hayat Yudumluyor usulca sabahtan kalan çayı Titreyen parmakları dolaşıyor yüzünde Belki tek ses duymadı, böyle geçti kaç ayı Kimi zaman matemde kimi zaman hüzünde Evlat torun kalmamış hepsi başka diyarda Arada bir kokluyor hasretin tütsüsünden Sanki tüm dünya şadan, insanlık bahtiyar da Bir tek o düşmüş gibi vuslatın kürsüsünden Bastonuna tutunup birkaç volta atınca Çekiyor şiltesine dizlerindeki maraz Sayıklıyor maziyi yatağına yatınca İçindeki acılar dinginleşiyor biraz Kimler attaya gitmiş, kimler kalmış geride Bir çocuk olsa belki bilmez yaşam habistir Nevbaharı düşlemek nasıldır zemheride, Anlatamazsın artık, huzur nasıl bir histir Ölümünü bekliyor bekler gibi sabahı Ki güneş artık ona son nefeste vuracak Bütün hırsı tükenmiş, kalmamış hiç tamahı Görmez kendinde feri hayal dahi kuracak Diyorum ki nefsime doğum ölüm tek beste Zaman denen şu yalan aynasını açacak Kalbin tutsak olursa ömür denen kodeste Öz derdinden öteye yer mi kalır kaçacak |
Yudumluyor usulca sabahtan kalan çayı
Titreyen parmakları dolaşıyor yüzünde
Belki tek ses duymadı, böyle geçti kaç ayı
Kimi zaman matemde kimi zaman hüzünde
Güzel bir şiirdi, beğeniyle okudum. Nice güzel şiirlere diyor, Şair Arkadaşımı içtenlikle KUTLUYORUM...