ŞEYTAN
Kar taneleri yere değmekte zorlanıyordu.
Çevredeki incir ağaçlarının ıslıklanan yaprakları rüzgâra kapılıp dağılıyordu. Otomobili keskin bir virajda kara saplandı. Özel dedektif fazla inat etmedi ve soğuğa meydan okuyarak arabadan indi. Olay yerine gitmeliydi bir an önce. Bu kez, fazla ileri gitmişti Felaketler iyi niyetten doğuyor diye mırıldandı. Katilin şu sözü onu deli ediyor,her aklına geldiğinde sinir krizi geçiriyordu. Nedir, biliyor musunuz ? Onu hamile olduğu için seçtim; bebek beklediğini ablasına söylemişti. Birden içini bir korku kapladı. Bir dejâ-vu hissiydi, yakın geçmişte, yaşanmış, ancak hâlâ görmekte Dünyayı bu hale ben getirmedim, onun için beni suçlamayın! Bir hafta boyunca düşünüp durdum. Düşünebiliyor musunuz. Neden Polis oldum? Neden yaşıyorum ? Ne yapabilirdi ki ? Zaman kazanmak, umabileceği tek şeydi. Adamı konuşturmaya çalışmak tek çare. Bu koşullar altında polis olmam sizi şaşırtıyor mu? Tamam Ufak tefek yanlışlarım oldu tabiî, bazen kendimi kontrol edemeyip elimden geldiği kadar dövdüm. İyi ya, çok basit, diye devam ettim. Katilin kuru gülüşü, hainceydi. Hâlâ anlamadınız mı ? Haydi canım. Hiç dikkatli değilsiniz, görmeniz gerekeni görmüyorsunuz Sonunda, heyecanını güçlükle kontrol ederek, sözlerini sürdürdü. Olaylara farklı bakalım. Dirseklerinin üzerinde doğrulmayı başardı. Etraf kapkaranlıktı. Kim olduğumu biliyorsunuz, değil mi? Evet, diye mırıldandı. Burası şeytanın bekleme odası. Bende şeytanın ta kendisi. Bir çılgınım, bir psikopatım Oh, hayır... Olamaz! diye soludu adamlardan biri hızla gerileyerek. Şeytanın Bekleme odasından bir çıta edasıyla uzaklaştı... __31.5.20__ |