HATMİ ÇİÇEĞİMSensiz gecelerde Üzerime karabasan misali çöken Demir duvarların altında Hazanın harında kavrulup Sam yelinde savrulurken Heybetli değirmen taşlarına gönül veren Minik buğday daneleri gibi Un ufak ezildi yüreğim. Örs ve çekiç arasına esir düşmüş bir tırpan gibi özlemin öfkesiyle bilenirken dişlerim. Belki bir gün Yeniden tutarsın diye Yüreğimin yağıyla emledim Şu nasırlı ellerimi... Kim bilir Bu dünya da olmasada Belki Öbür dünya da misafir olurum gönül köşküne diye mavi düşler görürken Yaşanmış günlerin hatrına Yine hasbihalleşiriz düşüncesiyle Nefesimle ısıtarak Hep sıcak tuttum Başına buz bağlattığın yüreğimi... Kim bilir Dünler sensiz Kar suları misali eriyip gitse de Belki bu gün Belki yarın Ömrümün ufuklarından Güneş misali yeniden doğarsın diyerekten Kaderin keder perdelerini zar zor da olsa aralayıp Hep açık tuttum umudun yorgun gözlerini.. Gönül penceremin pervazlarına ektiğin Rengarenk sevda gülleri Hasretinden solupda Misk kokularından mahrum olmayalım diye Sol göğsümün gözyaşı pınarlarıyla gün aşırı su verdim... Sen Vuslat hayallerini Kuzey kutbuna sürgüne yollayıp Ayrılık ayazında dondursanda Hatıraların hatmi çiçeklerini ondurmayıp Teker teker soldursanda Şu benim şahikalar gibi görkemli vicdanım Sevdiceğine zerre kadar toz kondurmaya el veremez ki Vefa sızım... Aşktan anlamaz Hayır sızım... Hadi tut artık Yetim yüreğimin ellerinden Ağlatalım şu çarkı kırık Dünya’nın Rüküş anasını Perpillerle sarıp sarmalıyalım Aşkın ılgıt ılgıt kanayan Müzmin yarasını.. Nafize 30 mayıs 20 20 |
vahap ünsal tarafından 5/31/2020 10:37:15 PM zamanında düzenlenmiştir.