HÜZNE KEFİLSEM BUNCA ZAMAN...Bir düşe mıhlandı sekantlar Düzayak uydurma bir tenhalık Elbet lale mevsimi geçti şehrin Lakin hala lale kokan bir güderi Sözcüklerden akan polenler İçimi de dolduruşa getiren esinti. Münafık bir günden sarkan isyan Günü nefrete banan ön yargı Şükür uzağındayım karanın Melun mahzun severken Hangi ikircikli yolcu çıkardıysa baştan mevsimi… Kadere hürmeten arkama bıraktığım çakıl taşı Nüvemde saklı inhisar Aşka kıymet biçen bir sarraf Kuş bakışı evreni resmeden bir recim Şimdimi unutup da giyindiğim mintan Sözcüklerimde ne karartı ne peçe Aşkı idame ettiren bir terane Yüz ölçümü kaça düşer ki bunca acının da. Somurttuğu bir izbe Unutulmuşluğun laneti Sevip de meali olmayan bir mizansen Devasa yanlışlar İçime batan o densiz kılçık Elbet süre gelen nice yenilgi Bir tevazu yüklensem de Abartı ile sevdiğime kani Yaratan ve evren İstimlak edeceğim şiiri de küredim imge imge. Bağrıma bastığım taş Ateşin yaktığı mevsim Gün yüzlü bir çocuk belki de en çok sevdiğim Kimse ve annem, Rahmetin telaşı ile içimde kocaman boşluk Hünkârı hazanın Hüzne kefilsem bunca zaman Bir de içi boş gelen bir zar/f Adımladığım kadar kekremsi düşleri Önünü alamadığım bir yenilgi. Gölgemle dans eden hayalet ve yabancı Şehrin de muhtırası elbet Göğe tente kuran semtin kuşları Az evvel kaldırımda yürüyen bir manifesto Gagaladığı kadar geveleyen nice hurafe Şehrin bekası bu muydu sahiden bu gece? Bir antsa içtiğim Bir beyitse peşinde sürüklendiğim Taziyelerimi sunduğum hulasası günün Kayıt altına almakla Kayda değer bir yürek olmanın maliyeti Elbet şiir içtiğim bir gözaltı Elemin tuş ettiği izlek Kanadığım bir ayraç Hatırası dünün yağarken satırlara Üstünü örttüğüm bir tümsek. Aman ha, düşüp de kayarsam. İzafi bir örtü ile gizindeyim telaşın Sesindeyim yalan aşkın Yalan söylemediğimin de garantisi Sevmekle iştigal bir gönül benimki Hep de kendini unutan… |
Kutluyorum efendim
Dua ile kalın