SEN GİDERKEN
Sen giderken;
Seninle birlikte bütün şehir gelir. Sokaklar alır başını yalnızlığın başkentine göç eder. Caddeler yokluğunda hükmünü yitirir, Şehrin kaldırımları ise hissizliğin en his/siz rengine gömülür. Sessizlik, arkanda ağlayanların sağır edici sessizliği içinde; İçim bir kördüğüm. Çöz çözebiliyorsan o kahrolası kördüğümü? *** Sen giderken; Gidişinin ardından boğazım düğüm düğüm olur. Sözüm susar, sessizliğimi lal bir dil alır. Yalnızlık alıp uçurur sesimi. *** Sen giderken; Kendinle birlikte günleri götürüyorsun. Güneş geliyor seninle, Ay yüzünü mesedip; Alnından öpe öpe gelir seninle. Feri kalmaz gecenin karanlığa, Seher terk eder sabahı; Bir çocuk edasıyla peşine düşüp ağlaya ağlaya gelir seninle umut. Bir ben kalırım geriye Bir de benden öte sararıp solan yüzüm... Ardından bir kez bile dönüp bakamayan yaşlı gözlerim kalır. *** Sen giderken; Ruhumun ıssızlığına gizlenen acılar; Bıçak kesiği gibi keser her bir yanımı. Hayat bozulan bir saat gibi vakitsiz durur. Ve yaşadığım nr varsa bir balyoz gibi; Sırtıma çöker... Yere düşerim yılların ağır yükü altında nefesim kesilir. Senin ise nefesin karışır gittiğin yolların tozlarına. *** Sen giderken; Ömrüm mağlup bir tutsak gibi; Ayaklanır, düşer yollardaki izini bulmaya. Sanki seninle birlikte canımdan can gider, Canım gider. *** Sen giderken; Yalnızlık çöker ruhumun çölleşen matemine. Ve yalnızlığın, yalnızlığımı öper. //Maşuk Gültekin// //01.03.2020// //TarabyaÜstü/İstanbul// |