YANMAYI ÖĞRETİR ZEBANİLER
Açtım yelkenlerimi
Gidiyorum liman belli değil İçimi kahreden ihanetin sahibi Fahişeleğin büyüdü yüreğimde Duasız kaldım hergün İsyanlarım kinlerimi yeniden doğurdu Gözbebeklerim zamanı kaydetti Bu gece nefretimin tohumlarını kundakladım Dudağın dudağıma zehir zıkkım oldu Yalvarmalarımın şahidi oldu ellerim Belki de en çaresiz, masum olan bunlardı Haykırışlarım bile düzen kurdu ruhuma Çırpınışlarımın imdadı yoktu dudaklarımın Ürkek kaldı bedenim dokunuşlarda Yıllarca yol gittim toprakta Bulutlarda seviştim çığlık çığlığa Aşkı çiz deseler kalemim utanır ellerimden Beyaza vurdukça martılar, mavi kudurur Yanmayı öğretir zebaniler Herkes benden önce alır sadakatını Hiç biri sözümü dinlemezken yüreğin Tek sadık kalan kulaklar olur Ağızdan dökülen söylemlere Aşkın kaçınılmaz sonudur Öksüz kalır sahipsiz ruhum Savrulur yıllarca yokluğunda Yns |