BukeŞımarık göğün altında mey denizi Uçuşuyor şarap kokulu kadınlar İki iri üzüm tanesi çocuğun gözleri Göğerdi, belli ki asmadaki aşk tanesi…annesi Çapsız ve pervasız asılı kalır salkımlar Şıranın azizliğine kapılır gönlünce ten Tin olur Ay okşar çıplak gelinin belini Isırıcı bağında çığlık çığlığa d/üzümler Süzüp kanını getirdiler meşk sofralarına Kursağında köprü altları zavallıdır şimdi Zindanlarda tadı buruk izafi şaraplar İç bakalım, ya aslansın ya da zifafi Buz gibi pençeleriyle sarılırken kendine Çenesini bağladı zulüm, kalakaldı elleri Ter kazanlarında bozuk şerbet, misali Aşk / Karanlık mahzenlerde sirkedir şimdi Öfkesinde kanarken gün bozar zeval Düşmez kesik dile, ruhun gücüne gider Kimsesizlere küsmüş sokak lambasının Işıksız sırtından yudumlayın bu s’özleri Kaderin kulelerinde sonsuza kadar Mutlu yaşamak değildir kavuşmak Banak banak çocuklar ağlıyor bak Yıllar demler gidip de gelmeyenleri Koruk türkü kanık toprağa hak diye Kır kanadı, yol düşü, yere çal geceyi Yedi göbekten kes hesabı abu hancı Çivisiz bedenler sarar bu sınığı, zannetmeyin Geçmişim bu dünyanın kahve faslını İzbe kadehlere gülme buke, Tanrı zavallı! Habibe Eyriboyun Ağaçdelen . |
Güçlü kalemini yine severek okudum,,
Harika nice eserlere
Güzel akşamlar şair