GELİNCİK...Bir düş tarhındayım İmge yoksunu ömürden arda kalan Ölümün coğrafyası Sabra dönük yüzünde kavuşulmazlığın Ne çok yeis yüklendiğimiz Hatırı sayılır yalnızlığın inadını kırmak adına. Döşünde somurtan bir güneş Bekası umudun, saklı bir çiy tanesinde Mevsime ömür biçtik de Gelmedi mi sonu ötüşlerin? Bazen bir çığlık hazan mahsulü Yorgun bir başak Aşkın da hümayunu Sıra dışı bir gizem İçime kaçan şiirden sızan o yaş Hatmetmekse güneşi Geceye mi kaldı son dilek? Kayacak yıldızın peşinde diri bir nefer iken umut Aşkın da çağlayanı o gemici feneri. Ne vapurların düdükleri saklı havada Göz aydına gelir mi sahi rüyamdaki derviş? İflah olmadı gitti Cahilden üreyen izdihama yenik düştü beden Ruh ki; Zaruri bir fasıla Bulutlara saklandık ölüm öncesi. Bir serenat ki aşkın hizaya geldiği Bir ferman ki Tutkuların tükendiği. Azık bildik nefesi Esir düşmedik de her daim nefse Yine de boynumuzun borcuydu açlık En çok da pençesinde bitmeyen hüznün Kayıtsız kalamadığımız Kanmakla karmak arasında sarkaç Hükmeden kadere teslim olmak Bir kanatsız özlem ki Ümidi de kaldı geride o gözü açık gidenin. Ela tuşlar Nakkaşı mevsimin ipek dualar Anne nefesinde saklı her sızı Görünmezliğin de muadili sarı benizli şiir. Bir mimoza kadar kırılgan Gelincik olmayı diledim aşkın nazarında Kırılmaya dünden razı. Canı sağ olsun her duygunun Hele ki yürekten taşan sesine nazır Bir şiirde ansızın ölebilirim. Huzur yüzlü sağanak Göğün kapıştığı bir rahmet ki Kulvarında güneşin Tensiye ettim mehtabı bir kırpık yıldıza kapıldım da Minnet etmedim ben güneşe öyle Bulutların siyahı belki de en çok yakışan şiire Edemediğim veda hayata Gel gör de ne eyledim öncesinde. |
Saygı ve selamlarımla...