İYİ GÜNLER...
Edebiyat Defteri’nin Sevgili Yöneticileri,
Değerli Dostlar, Değerli Sitemizde yüz doksan dokuz olan şiirlerime, iki yüzüncü şiirimi eklemek üzere oturmuştum ki, bir değerlendirme yapmam gerektiğini düşündüm ,sonra vaz geçtim. Şöyle başlayacaktım şiirime; Kendin yaz deseler alın yazını, Herkes çıkarırdı kendi gözünü! Acaba öyle midir? Alın yazısı diye bir şey varsa ve bunu bize yazdırma imkanı olsaydı acaba farklı bir yerde bulur muyduk kendimizi? Daha mı fazla memnun olur ve ya mutsuz olurduk? Bunu bilemiyoruz. Bütün bunlar hayatın kendimizden ibaret olmadığıyla ilgilidir. İnsanlık henüz biribirini boğazlamayacağı olgunluğa erişemedi. Gelecekte böyle bir varsayım mümkün mü? Hepimizin meçhulü..Bir arkadaşın yazısına not düşerken şöyle demişim; aslında yeni dünyanın hepimiz acemisiyiz. Dünya kayıtlı tarihe bakarsak, hiç bir devirde yedi milyar nüfusu tanımadı, teknoloji hiç bir devirde insanlığı bu denli kuşatmadı. İnsanları biribiriyle bu denli ilgili kılmadı. Corc Buş’mu en güçlü adam? Hadi öyle kabullenelim bir an, o bile bu dünyanın yabancısı ve nereye sürüklendiğimizden emin değil. Bel ki bir delinin avucunda saklı insanlığın kaderi...Bir bilinmezlikler dünyasında yol alıyoruz. Benim elbette bir dünya görüşüm var; ütopyam da. Ancak üzerinde en fazla titrediğim şey, ütopyamla, realiteyi biribirine karıştırmamak. Kendi hayatınızın tamamını siz belirlemediğiniz gibi, yaşadığınız ülkeyi, belki ilkeyi de siz belirlemiyorsunuz. Bir ortama savruluyorsunuz, sonra yaşayarak her şeyin farkına varıyorsunuz ve kendi seçimlerinizi yapmaya başlıyorsunuz, olabildiğince. Ben hep okumak istedim. Çiftçi bir babamla, Öğretmenim arasındaki ince çizgiyi fark etmiş ve öğretmenimden yana tavır almıştım. Ziraatın Okulu olduğunu bilmeden Ziraatçı yaptı hayat beni..Hal bu ki, kundağımda şiiri sevip ve Edebiyat okumak istiyordum. Olmadı, olamadı ama, bende hep var oldu. Daima tabiatla iç içe süren mesleğim sırasında edebiyat gözlüğümle çevreme baktım. Okuduk, okuyorum. Yine çok erken yaşlarda yazma merakım uyandı, ilkokulda bir ’Bayrak’ şiiri yazmıştım kaybettim. Çok merak ediyorum aslında, o gün neyi nasıl algılamıştım diye..Soldan, sağdan, ilahiyattan çapraz okumalar yaptım. Müridizmi anladım fakat benimseyemedim. Dağların arkasını kendim görmeliydim. Hayatımı ve düşünce dünyamı kimseye ihale edemezdim. Ben bu zor yolu seçtim, hazırdan emek verilmemiş şeyler beni hiç cezbetmedi. Mesela hiç piyango bileti almadım, toto oynayamadım. Emek işinde alın terinden yanaydım. Ülkemi, insanımı çok sevdim...Bu zaman zaman tutkuya da dönüştü...Makaleler, araştırma yazılarım, şiirlerim oldu, oluştu. Bir şiir kitabı da çıkardım aslında ’Ateşle Gülüm Sulanır’ demiştim adına, güzel bir duyguydu. Fakat beni mutlu etmeye yetmedi, arayışlarım devam etti. Bir tesadüf eseri bu siteyi tanıdım. Edebiyatla ilgili internette gezinirken önüme çıktı. Amacım aslında kendimi görünür kılmak değildi. Kendimle söyleşecektim. Siteye girince bunun biraz imkansız olduğunu, birazda bu zamanda gereksiz olduğunu düşündüm ve siz dostlar gibi akışa ayak uydurdum. Bu sitenin diğerlerinden farkı, çok şiir ve yazı tüketiliyor olması ve kısa sürede üyelerin biribirilerine ulaşıp tanışma fırsatı ve anında tartışmalara katılma imkanı vermesi...Edebiyat, şiir, biraz iklim işi, biraz şans işi..Bir şiirle niyetiniz varsa şöhret olma imkanınız var ve bin şiirle sessiz sedasız gitmekte var. Bana ait iki yüz şiir, normalde bir şair için çok şiir. Tabi problem yazdığımızın ne kadar şiir olduğudur. Kendimi dışarıda tutarak bir değerlendirme yapsam. Bu sitede geleceğin çok güzel şairlerinin yetişiyor olduğunu söyleyebilirim. Mevcut halleriyle de çok iyi şairlerimiz var. Bu bir site çevresi için önemli bir şey. Yazılanlar, değerini buluyor mu? şiirler de kısmen evet demem mümkün, ama, yazıların yeterli okunduğuna inanmıyorum. Belki zaman problemi..Çok bahane üretebiliriz. Daha güzele doğru gitme imkanımız var bunu görüyorum. Sizleri daha fazla sıkmak istemem..Sonuçta şiir yazıyorum, şairlik benim kendime verebileceğim bir paye değil. Şiiri anlıyorum ve anlamaya çalışıyor ve aslında şiiri arıyorum, benim tanımlayacak en doğru söz bu..Şiirle selam, saygı... Şiir gözlerimin ince buğusu Şiir bir aşığın gönül burgusu Şiir bir bebenin derin uykusu Şiir dağ başında soğuk bir göze Şiir su serpmektir kızgın bir köze Şiir son vermektir sevgisiz söze Şiir bir dem vakti vurmaktır saza Şiir buzda yanmak, güneşte donmak Şiir uydurduğun yalana kanmak Şiir sevgiliyi candan kıskanmak Şiir kırılacak bir dala konmak Gökte yüzüp yıldızlarda yıkanmak Şiir damıtılmış söz usaresi Şiir açtığımız yürek yaresi Şiir sevgimizin aşkta karesi Şiir sadakatin en son çaresi Şiir bildiğimiz gönül kirası Şiir duyguların toplu korosu Şiir okyanusta bir beyaz inci Şiir aşıkların sözde sevinci Şiir gönül şehrimizin kerpici Şiir suskunluktur şiir haykırış Şiir gönle yapılacak son vuruş Şiir erilmeyen çılgın kuduruş Şiir bir baharda güllere yanmak Şiir ansız kapılara dayanmak Şiir en alımlı renge boyanmak Gülle gülümsemek çiçekle açmak Şiir zaman gelip kanatsız uçmak Şiir Bir yar için ağılar içmek Şiir bin güzelden birini seçmek Şiir bilinmeze gökçe düşüştür Şiir sonsuzluğa savrulan düştür Hayrettin YAZICI |