CORANALI SANDALYE
Eski bir sandalyeyim
Eski bir kahvenin eşiğinde Yıpranmış dört ayağımın altında İnleyen taşları dinliyorum Hangi dağdan geldiğini bilmediğin tahtalarımda İçi sızlayan paslı çiviler İnsan elleri her yanımda Kederli nasırlı bir işçinin İçini dinliyorum. Her gün farklı farklı misafirlerin kıçlarında Korkular hissediyorum Geçim derdi seçim derdi Bir cimrinin elinde Çayın tek şekerini kederli Terleyen avuç içini dinliyorum. Döküldü boyalarım Aç kalmış köpek Gözleri kör kedi görünümündeyim Her insanın yukarıdan yediğinin aşağıdan Yellenmesini dinliyorum. Yine de müşterilerim var birkaç Beğenilmeden beklesem de bir kenarda Bir hurdacı var üstümde dinlenen Gizliden gizliye demlenen Üzümün son halini dinliyorum. Bir gün birden kesildi ortalık Dermanım kesildi Kalakaldım kapı önünde Her sandalye içeride sıcacık Sonbaharın birkaç yaprağı çürümüş Üstümde ölümün yükü. Yoldan geçen birkaç kişiden maskeli Korana dinliyorum. Korkum yok bana dokunan ellerden Oturanlardan tedirginliğim Maskede takmıyorum kolonyada istemem Bir sokak kedisi bazen üstümde Bazen tek başıma Herkese şarkı söyleyen Karabulutlar arasından Güneşi dinliyorum. Ben coranalı sandalye Sizlere akıl fikir diliyorum. Hep aynı yerimdeyim Ben söz dinliyorum. Şuayipodabaşı 28.03.20202/Kepez |
Allah kurtarsın hepimizi
güzel şiirinizi kutlarım
❣️HAYAT EVE SIĞIYORMUŞ ❣️
Selamlar