pembe dudağının izibir nefeslik rüya gibi kımıl kımıl garip bir titreşim ılık ılık büyüyen istek ellerinden belli ince ve zarif koku birden akar gibi güneşin ve ruhun sarılır gökyüzü ya buluta ay kesiği gibi zindan olur kokunda renklerini çözemez isem ya kırmızı lale yada yavru ağzı kenarı ama ben çingene pembesini severim ya o güzel saçların dolanırsa ellerime tek tek tutup öperim uçlarındaki çiçekleri ve ten batımı kıvrımlarda usul usul gezeyim bırak ruhunda sakla o garip yalnızlıklarımız bir olsun öyle güzel ki düşlediğim bizim olan akşam ışıklarını |