16
Yorum
27
Beğeni
5,0
Puan
1155
Okunma

Perişan bir halde, gidiyorken sen
Ardından ağlamak, zor geldi bana
Gözlerinle veda, ediyorken sen
Özlem kalbi vurdu, kor geldi bana
Benden göz yaşını, sakladın amma
Bakışınla biraz, yokladın amma
Dur dermisin diye, bekledin amma
Bu mecbur kalışım, ar geldi bana
Hasreti bir görsen, o ne ihyişam
Tek başına kalmak, değil ki yaşam
Yokluğunu ilk kez, yaşarken akşam
Sanki koca Dünya, dar geldi bana
Gurbeti aklına, yâr kimler soktu
Seher yellerinde, ak tenin koktu
Bakışın aradım, karşımda yoktu
Nasıl yaktı bilsen, nâr geldi bana
Hala düşünürüm, bu ne garabet
Hakkındır her yere, gidersin elbet
Ayırdın sonunda, diyar-ı gurbet
Uzun çatal dilli, mar geldi bana
Hüsrana dönüştü, her geçen anım
Nerdedir şu anda, derde dermanım
Uzun geceler de, feryat figanım
Bülbül gibi ah-ı, zâr geldi bana
Kaldı mı çevren de, halini soran
Giden geri gelmez, yok hayra yoran
Lüzumsuz başında, fırtına, boran
Saçım da beyazlık, kar geldi bana
Sadık DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ
ETEK YAZILARI
GARABET: yadırganacak bir yönü olma durumu, yadırgatıcılık, tuhaflık.
MAR : Yılan
FİGAN : feryat, kahretme, acı ile, ıstırap, bağırmak, velveleye vermek
AH-I ZÂR: Ah edip, inlemek
HÜSRAN: Hayal kırıklığı, beklenenin aksi
BORAN: çok sert yel, şimşek ve gök gürültüsü, dolu ve sağanak halinde yağmurla ortaya çıkan hava olayı.
5.0
100% (21)