Emmoğlu
Yine aylardan Aralık; son güzün;
Kar, kış, kıyamet... derken sen düştün yine aklıma, kar taneleri gibi, lapa lapa işte! Gerçi hiç çıkmıyorsun ki...ne aklımdan, ne fikrimden Acımasızca; Geldi acı haberin, O puslu seher vaktinde... Yanar dağ misali, öğdürmek oldu bende ki. O kor ateşimde; Feryad figan etsem sesim duyulur mu ki, Seni geri getirir mi, Gercekleri değiştirir mi? Azrail kapını çalmış çoktan be yiğidim! Hayallerin vardı; Tek emelin aşina olmaktı...Başardın! Ama yarım kaldı be Ahmed`im! Yarım bıraktın Firdevs´ini... Sevdalını, sevgini, ilgini... Her şeyinle yarım bıraktın! Ne sen yaşadın şu fani Cihan´da; Ne de ona yaşattın! Bende yarım kaldım; Ne yıldızları sayar oldum sensiz, Nede "Emmoğlumu" dinler oldum. Ikimizin şarkısı diye, Dinleyemedim... Kulak veremedim, Kelam edemedim, Sen olmayınca. Son mesajın; Dahalen duruyor biliyor musun? Geri ararım seni demiştin! Sen demiştin bunu, Sözünde duran, ama... Aramadın. Beklettin, özlettin, ağlattın... Sırf beni değil. Herkesi, tüm köyü, tüm şehri. Ve şimdi; Şehir sensiz kaldı, Köy sensiz kaldı, Sevdalın sensiz kaldı... Beni sual edecek olursan, Bende sensiz kaldım! Ne köye gider oldum, Nede toprakta arar oldum çocukken oynadığımız misketleri, taşlı yollarında; Saruhan´nın... Not: Öğdürmek - sönmeye yüz tutmuş ateşi |
numara dar oldu. Acı, hüzün, sıkıntı yakamızdan hiç düşmedi.
''Külli nefsin zâikatü'l-mevt", "Her nefis ölümü tadacaktır."
Selametle kalın...