Sanki…
sanki biz seninle önceden rastladık
bir yerlerde konuştuk oturduk daha önce rastladığımızdan bahsettik bir tepede birer fincan kahve elimizde; köpüğünde şekil aradık bir de akçaağaç yapraklarının arkasından esintilenen slow müzik listelerinde kendi yansılarımızı sanki "sevemem senden başka" diyordu o melodi sevgili günlerden de sendin doğduğun gün, benim için bir dağ olmalıydı kalbime dokunduğun, yüzüme tebessüm edişin gözlerindeki tılsım boynuma asılı sesinle büyü eş sesli bunda karar kıldık sanki içimizdeki kırık kuşlar derinleşti hayata biraz da geçişsiz, gün üryan, ben ansız arsızlık müptela sense yalnızlığınla, kalbini örste unutmuş, elinde çekiçle rasttan bahsettik öyle eriyen bir düş görmedim bedenime günün ortasında, sabahın kıyısında üşürken ruhumuz, durgun ve sessiz suları zamanın içinden çıkarttım derinin dışındayız kendi içimizde bir sırra evrilirken uzağı izlediğinde nefse yakınlaşan bir tepeydi gölgen |
Bayram huzuru
Gulumse