Zamanın Esareti
Öyle yorgunum ki,
Ellerimle tutunamıyorum geleceğe. Vurgun yemiş gibi zamanın derinliklerinde, Çırpındıkça boğuluyorum. Ruhumu esir alan zaman, Bedenimi de vuruyor. Ah aynalar! Ne çok şey gördünüz bana dair. Beni de vurdu o zaman. Bir bardak çay samimiyeti, Bir fincan kahvenin hatırı aranır oldu. Nedensiz korkular peyledi yüreğimde, Bir güvercin gibi ürkek ürkek yürüyorum şehirlerde. Ne mutluluğu yaşayabildim, Ne de acıyı. Öyle belirsiz ki herşey, Ne dünü hatırlaya biliyorum? Ne de geleceği görebiliyorum. Üç zaman dilimi varmış, Doğduk, Yaşaşıyoruz, Ve ölüm... Ne çok şey kaybetmişiz hayata dair, Sevmek de yetmiyormuş kavuşmak için, Bir dostun merhabası, Hatta vedası bile mutlulukmuş. Hayata dair güzel olan ne varsa kayboldu, Yırtılmış bir öykü gibi sayfalarını arıyor. Hayat denilen gemi, Yükünü boşaltacak bir liman bulamıyor. Ey üzerimde dolaşan kara bulut! Ruhumda kopan fırtınalar inat, Döndükçe dönüyorsun üzerimde. Fazlaya dair ne varsa bitti, Ecel gibiydi sanki yaşanan onca şey, Sonbahar kış derken, Bir bahar müjdesi yaşanacak mı gelecekte. Her gün düş, her gün rüya, Uyanabilecek miyim bu esaretten. |
Ecel gibiydi sanki yaşanan onca şey,
Sonbahar kış derken,
Bir bahar müjdesi yaşanacak mı gelecekte.
Her gün düş, her gün rüya,
Uyanabilecek miyim bu esaretten.
Ne çok acı var bu şiirde Serkan bey.hayat sandığınızdan daha güzel olmalı.bir uçurumun kenarına gelince anlıyorsunuz tutunabilmenin ve yaşamın güzelliğini.karamsarlık olduğunda efendimizin de tavsiyesi mekan değiştirmek.insan zaman zaman yaşıyor böyle duygular.tez zaman da atlatmanız dileğiyle.saygılar ve selamlar.elinize yüreğinize sağlık