AÇIL SUSAM AÇIL...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın ‘’Sana küstüğümde sen yoktun daha Yokluğuna küsmüştüm sonra sen geldin Kendime isteyemezdim seni öyle güzeldin Şimdi varmışsın gibi küsüyorum yokluğuna.’’ (Alıntı) Çetrefilli bir şölen bu: Aşkın hatırına çıktığım yokuşu Çeviren cennet bahçesine. Belki de mavinin zaferi Asi bir rüzgâr Döven yüreğimi günbegün Sefadan yana olsaydı keşke bekam. Aşka hatim indirdi gölgem Cefama da tanıktı yürekte saklı her sure. Mevsimin irisine rast geldim Oysaki gözlerimde çıkan yangındın sen. Sevdadan yana dertli bir meczup Göğün de mensubu bir garip Adaletle yönetilmiş olsaydı keşke ömür Çivisi çıkan mağrur gezegen Var mıydı yoksa yürekte en ufak çekince? İçimin mimarı nice yakarış Adadığım bir rakım ki yükseklerde uçan Bir hurafe Elbet kırık tekerin de kalmadı en ufak izi Gizemin lanetine büründüm bürüneli Görünmezliğime şahit yazdığım her şiir. Tüten şafak… Afaki bir yokluk benim ki Nice tuzak içine düşülesi Umudun da ekseni dönendiğim aralıksız Sözüm ona bir vazgeçiş Sorumlu tutulduğum her acı Gelip geçse keşke günün birinde. Ölümü mimleyen bir lenduha Serildiğim her izbede saklı nice muamma. Göğün ferinde saklı Gözün istikameti varsın tükenişe dair bir Yanılış Bir makamsa aşkın erişimi Azığa aldığım yükün de fevri sesi Kuşandığım nice sihir Gök gözlü bir aşktır da kabulüm Yoktan var eden Rabbime Sunduğum bir rahle Üzerine serpilmiş nice dilek Ucu bucağı görünseydi keşke bu melun tuzağın. İbresi oynak mevsim. Şifresi kayıp nice sere sığındığım kadar Yoklukla terbiye Elbet açlığın izafi dokunuşu Bil mukabil göğün tetikleyici her zerrede Saklı madem muvaffakiyet. Şimdi zemherilerde saklı tutarım ben bu sırrı Açıl susam açıl, demenin mealidir elbet İçimdeki yangın Taşan bentlerden Aşan dağları vakıf olunası da bir rakım İzbelerin ket vurduğu Lakin umudun da firari ruh Elbet yarına delalet bir zafer Aşkın kıyama durduğu. |